SÜT HİJYENİ VE TEKNOLOJİLERİ 4.SINIF 2.DÖNEM
SÜT HİJYENİ VE TEKNOLOJİSİ VİZE NOTLARI
SÜT : Doğumdan
hemen sonra meme bezlerinden salgılanan kendisine özgü tat , koku ve kıvamda
beyazımsı renkte biyolojik bir sıvıdır.
İlk salgılanan sıvıya kolostrum denilmektedir. Süt olarak kabul edilmez.
Bu kolostrum 5-10 kadar meme bezleri tarafından salgılandığından 5-10 gün
boyunca gelen salgıya süt denilmez. Kolostrum geçiş sıvısıdır yavru gebelik
zamanında anne kanı ile beslenmesini sürdürdüğü için gelen bu ilk sıvı süt ve
kanın birleşimi gibidir.
Süt neden içilir ?
Hızlı büyüme , kasların gelişmesinde önemlidir. Orta yaştaki
insanların yaşlılıklara geçiş döneminde süt tüketimi yaşlandıklarında kemik
erimelerin önüne ve sağlam kalmalarını sürdürmek adına önemlidir.
Beslenmede süt
-
Protein ( esansiyel aminoasitler )
-
Yağ ( esansiyel yağ asitleri )
-
KH
-
Mineral
-
Vitamin
-
Biyolojik değer.
Notlar
Hayvansal üründeki protein ile bitkisel protein
karşılaştırılacak olunursa hayvansal proteinlerin daha kaliteli olduğu görülür.
Bunun nedeni içerdiği esansiyel amino asitlerin daha fazla olmasından
kaynaklıdır.
Etin yağı arttıkça fiyat düşerken , sütün yağının artıyor
olması ise fiyatı pahalandırmaktadır. Bu da sütün içerisinde bulunan esansiyel
yağ asitlerinin fazlalığını göstermektedir.
Ca+Mg emilimini artıran süt şekeri olarak bulunan laktoz
sütümüzün KH’dır. Laktoz sindiriminde
eğer ki organizmada laktozu sindiren enzim mevcut değil veya yeterince
salgılanmıyorsa , sindirim sisteminde bulunan m.o’lar tarafından sindirilir ve
ortamda gaz açığa çıkar buda sindirim sisteminde gaz birikimine ve sancılara
neden olmaktadır. Bu gibi rahatsızlığı olanlara laktoz intolerans’lı hastalar
denilmektedir.
Sütte demir bulunmaz ve yavru 6 aylığa kadar süt ile
beslendiği için demir ihtiyacını henüz
anne rahiminde iken depolamış olduğu demirden karşılamaktadır.
Süt ağır metalleri ve toksik maddeleri bağlayarak vücudun
bunu kullanmasına izin vermez ve böylece zehirlenmelerin önüne geçebilmektedir.
Biyolojik değer : herhangi
bir gıda maddesinden vücudun yararlanabilme değerine denilmektedir. Bu durum ;
-
Yumurta 100
-
Süt 85
-
Et 75
-
Ekmek 55
-
Mısır gevreği 50
Sütte mineraller ve
vitaminler
Vitamin B2 ve B12 deposudur. Kalsiyum ve fosfor deposudur.
Günde 1 litre süt içerek , günlük vitamin ihtiyacının ;
-
Potasyum %75
-
Kalsiyum %150
-
Fosfor %110
-
Vit B2 %104
-
Vit B12 %113
Demir , bakır ve iyot yönünden fakirdir.
BESLENMEDE SÜTÜN
ÖNEMİ NEDİR ? ( SORU )
-
Esansiyel amino asitler ( yeterli ve dengelidir.
)
-
Biyolojik değeri 85’tir.
-
Diğer gıdaların zenginleştirilmesinde önemlidir.
Ekmek ve mısır örnek olarak verilebilir.
-
Laktoz içerdiği için bağırsak faaliyetlerinde
önemli etkisi vardır
-
Kalsiyum , fosfor yönünden zengin demir , bakır
ve iyot yönünden fakirdir.
-
Vitamin B2 ve B12 yönünden yeterlidir.
-
Yavrunun büyüme hızı sütün bileşimine göre
değişir.
SÜTÜN BİLEŞİMİ NEDİR
? ( SORU )
Sütün birleşimi herhangi bir hileyi anlamak için
kullanılmaktadır.
-
Su %87,5 - Yağ %3,5
-
mineral madde %0,7 ( bu değer sütler arasında
sabittir ve değişimi söz konusunda hile olduğunu direk ortaya koyar. )
-
Süt şekeri %4,7 -Proteinler %3,6
-
Vitaminler
-
Gazlar
-
Hücreler
Süt için yağ ve KM
ticari yönden önem taşımaktadır. Manda ve koyun sütteki su değeri düşük KM
oranı yüksektir. Keçi ve ineklerde ise su oranı yüksektir. Bu yüzden
yoğurtların manda ve koyun sütünden yapılanlar daha yoğun ve daha pahalıdır.
Sütün Lipidleri
-
ADEK ile esansiyel yağ asitlerini içermektedir.
-
Orta ve kısa zincirli yağ asitleri sayesinde
sindirimi kolaydır.
-
Doymuş / doymamış yağ asitleri kompozisyonu
dengelidir , kolay erir (37 C )
-
Enerji verirler.
-
Lezzet ve yapının oluşmasında rol oynarlar.
-
Ekonomik önemi vardır.
Kaymak : bekletme ile sütün yüzeyinde oluşmaktadır.
Krema : %18 yağ içeren süt ( santifüj ) ile elde
edilmektedir.
Tereyağ : %82 yağ içeren üründür.
Sadeyağ : En az %99 yağ içeren üründür. Tereyağının içerdiği
su ve O2 ile temasından sonra acılaşmasını önlemek adına üretilen bu ürün
tereyağının yüksek ısı görerek elde edilmesidir.
Süt yağı :
-
Süt ( çok su içermektedir.) , su içinde ya
emülsiyonudur.
-
Tereyağ ( çok yağ az su ) , yağ içindeki su
emülsiyonudur.
Emülgatör : Lestidin
: 2 karışmayan sıvıyı birbirine karışmasını sağlamaktadır.
-
Yağ molekülleri kürecik şeklindedir.
-
Sütte en büyük çaplı birleşenlerdir.
-
Fosfolipitler ( emülgatör ) tabaka ile
sarılıdır.
-

Kürecikler (-) yüklüdür.


Dış tarafında bulunan sarı çizgi dış zarı oluşturmaktadır.
Onun hemen altında bulunan beyaz kısım ise fosfolipit tabakasıdır. Mavi kürenin
dışı iç zarı oluşturmaktadır ve içerisini içe trigliseritler oluşturur.
Çalkalama ile bu zar bozulur ve trigliseritler dışarı çıkar. Yada bu
trigliseritlerin dışarı çıkmasını m.o’lar sağlamaktadır.
Süt yağının
özellikleri ;
-
Erime noktası 28-38 C
-
Kaynama noktası
-
Yoğunluğu
-
İyot sayısı 21-36
-
Polenske sayısı 28,8
-
Katılaşma noktası 15-20 derecedir.
soğuk zeytin yağı ve sıcak zeytin yağı diye satılan ürünler
vardır. Yağ ne kadar saf ise kaynamaya o kadar yakındır. Soğuk sıkma diye
satılan ürünler ise zeytine baskı uygulayarak elde edilmektedir. İçerisinde
sadece yağ bulunmaz daha sonra arıtma işlemi uygulayarak diğer maddelerden yağ
ayırt edilir. Zeytin yağı buzdolabına konulunca donar çünkü içerisinde başka
bileşiklerde bulunmaktadır. Fakat bazı yağlarda üzerinde vinterize yazar bu
buzdolabında donma yapmaz.
Tereyağına en çok yapılan hile patates püresidir. Vücutta
kolesterol yapmaz erime noktası ile vücut ısımız aynı olduğu için vücudumuzda
sıvı halde bulunmaktadır. Tereyağının rengi hayvanın beslenmesine bağlı olarak
değişim göstermektedir. Ayrıca ırklar arasındaki farklılıklara bağlı olarakta
tereyağ rengi farklılık göstermektedir. Keçide beyaz , inekte ise sarı tereyağ
elde edilmektedir. Karoten süte geçerse tereyağ sarı olur , yani A vitamini ile
alakalıdır. Keçiler karoteni Avitamine çevirerek süte verirken bu durum
ineklerde çevrilmeden verilir o yüzden ineklerin tereyağı sarı renkte bulunur.
PROTEİNLER
Süt proteinleri teknoloji ve beslenmede oldukça
önemlidirler. Süt proteinleri 2 grupta incelenmektedir. Kazein ( beslenme
açısından önemlidir.) , serum protein ( miktarları az olmasına rağmen görevleri
çoktur.). taze süt , ekşimiş süt , kesik süt ve çürümüş süt diye 4’de ayrılır.
Sütte asitliğin artması , enzimler ve m.o varlığına bağlı
olarak değişim göstermektedir. KH- organik asitlere , Yağ- yağ asitlerine ,
protein – amino asitlere kadar parçalanırlar ve sütte asitlik değeri artar.
Sütte asitliğin artmasını engellemek için sağlıklı hayvanlar kullanılmalı ,
memelerin temiz olması , sağım yerinin hijyenli ve ayrıca sütü bekletmeden
hemen soğutmalıyız.
Kazein : en
önemli protein olmakla beraber sütün %80’lik kısımını oluşturmaktadır.
-
Esansiyel a.a’lerin tamamını içermektedir.
-
Kalsiyum fosfokazeinöz ( fosforik asit )
-
İzoelektrik noktası 4,6 pH
-
150 C 20 dakika tamamen kaynarsa denatüre olur.
-
100,2 C’de süt kaynamaya başlar.
-
Herhangi bir sorun yoksa pıhtılaşma olmaz fakat
sütte bir problem varsa kazein pıhtılaşma göstermektedir. (Enzim ve asit )
artarsa pıhtılaşır. Süt normal koşullarda 6,6-6,8 pH ‘tır. Kazein 4,6’ya kadar
dayanır 4,6’dan aşşağı inerse pıhtılaşma göstermektedir.
Kazein nasıl çöker ? : kazein kompleks bir proteindir.
İçerisinde alfa kazein ve kappa kazein bulunmaktadır. Kappa kazein alfa kazeini
sarar ve alfa kazeinin Ca ile bağlanmamasını sağlamaktadır. Ortama asit ve
enzim girdiği zaman bu kappa kazein alfa kazeini sarma kabiliyetinden uzaklaşır
ve alfa kazeinler Ca iyonları ile birleşir ve sonunda kazein proteini çökmeye
başlar. Bu durum peynir yapımı için oldukça önemlidir.
Öncelikle süte enzim ilavesinde bulunursan o sütten peynir
elde edersin , m.o katar isende yoğurt elde edersin.
Kazein asit ile çökerse yani ortama m.o katarak asitleşme
artarsa kazein miselleri arasına su hapsederek çöker ve yoğurt oluşur. Kazein
enzim ile çökeltilirse bu sefer miselleri suyu dışarı iterek çöker ve peynir
altı suyu oluşan yapıyada peynir denir.
Serum proteinleri
-
Albüminler : alfa laktalbumin , beta laktalbumin
, kan serumu albümini.
-
Olubulinler
Yavruyu koruyan proteinler olarak bilinirler. Özellikleri
asit ve enzimlerden etkilenmezler. Sıcaklığa karşı hasastırlar. Peynirde
bulunmazlar. Isıl işlem uygulanınca süte kap ve bardak vs şeyde kalan beyaz
lekelerdir.
Enzim ve asit ile muamele edilen sütte pıhtılaşan kısıma
kazein kompleksi , sıvı ve sulu kısıma ise süt serumu adı verilmektedir.
Süt türleri (proteine göre ) :
-
Albuminli sütler : proteinlerin 1/3’den fazlası
serum proteini içerir. ( kısrak , eşşek , köpek , kadın , domuz)
-
Kazeinli sütler : proteinlerin 2/3’den fazlası
kazein içerir. ( inek koyun keçi manda )
Albuminli sütler içerisinde serum proteini çok barındırdığı
için ısıl işlemlere hassas olurlar. Kolostrumda yavrunun bağışıklık sistemini
güçlendirmek için serum proteini yönünden zengindir. Bu yüzden 65 C ‘de
pıhtılaşır.
KARBONHİDRATLAR : laktoz
sütün en önemli şekeridir. Disakkarittir. Enerji verir , Ca ve Mg emilimini
artırmaktadır. Sütün aromasında önemli bir payı vardır. Süt kontamine olduğunda
m.o’lar ilk laktoza saldırır ve organik asitler oluşur. Laktoz sütten daha
fazla yararlanmamızı sağlamaktadır. Hayvan hastalanınca sütte m.o varlığı olur.
Laktoz azalmasına bağlı olarak süte Cl- geçer ve laktozun
eksikliğini tamamlamaya çalışır. Bu yüzden sütün pH’ı alkaliye kayar ve süt
pıhtılaşır. CMT testinde laktoz ve Cl- miktarına bakılır. Ortamda Cl-
artınca sütün tadı bozulur , kıvamı bozulur. pH nötr dışındadır. Sütteki laktoz
değeri süt içindeki laktoz ve Cl dengesi koestler değeri ile belirlenir.
Laktoz süt asidi bakterileri tarafından fermente edilir.
Fermente ürünler : sucuk , kefir , turşu , yoğurt , şarap , bira vs. ham madde
ne kadar aynı olursa olsun m.o farkı varsa çıkacak ürün daima aynı olmaz farklı
ürünlerde elde edilebilir.
FERMENTASYON
Yüksek moleküllü KH m.o parçalanması sonucu ortaya çıkan
yeni ürünlerin şekillenmesine denir.
1.
Laktik asit Fermentasyonu : sütte bulunan m.o
veya starterlerin laktozu parçalanması ile laktik asit üretiriz ve yoğurt elde
ederiz.
2.
Propiyonik fermentasyon : propiyonik asit
bakterilerinin laktozdan önce Laktik asit daha sonra ise Propiyonik asit ,
Amino asit ve CO2 oluşturur. Gravyer peynirleri buna güzel bir
örnektir. Delikli bir peynirdir. Buradaki CO2 sütte deliklerin
oluşmasını sağlar. Diğer beyaz peynirlerde ise bazen delikler gözlemlenebilir.
Bu delikler 10 adet kadar düzgün aynı boyutta deliklerse sorun olmadığını fakat
bir birinden farklı büyüklüklerde ve 10 adetten fazla bulunursa sütün üretim
sırasında kontamine olduğunu göstermektir.
3.
Bütirik asit fermentasyonu : laktozun clostridiumlar tarafından bütirik
asit , CO2 ve H2’ye çevrilmesidir. Bu fermentasyon sert
peynirde oluşturur. Peynir bu m.o’lara bağlı olarak CO2 ve H2
sayesinde şişmeye başlar ve bu şişme ile birlikte keskin lezlet ve kokuşma
görülür. Depoda görülen peynir tenekeleri patlamış , kokuşmuş yumurta ve
acılaşmış yağa benzer bir hal alır sorun işletme hijyenine bağlıdır.
Clostridiumlar 2-3 hafta içinde şişme yaparken koliform( E.coli) ‘ler ise hemen
şişme göstermektedir.
4.
Alkolik fermentasyon : sütteki starter kültürler
laktozu parçalayan glikoz ve galaktoza ayrıştırır. Glikoz da etil alkole
düşürür ve ara ürün olarak CO2 çıkar. ( kefir ve kımız örnektir.)
MİNERAL MADDELER : sütte
%0,7 mineral madde vardır sabittir yükselmesi veya azalması bize bilgi verir.
Mineral madde hayvan hasta iken veya kimyasal bileşik katılarak artırılır. Süt
Ca ve P kaynağıdır. Fe , Cu , I ve Mn kaynağı yönünden fakirdir.
Vitamin A : provitamin
karotendir. Karoten KC ve bağırsaklarda vit A’ya çevrilir.
Vitamin D : süt
bu vitamin yönünden fakirdir. Isıl işlemden fazla etkilenmez. Sütün asitleşmesi
ile kayıp 48 saatte %40’lara uzaklaşır.
Vitamin E : sütte
azdır. Antioksidan özelliği vardır.
Vitamin K : süt
bu yönden fakirdir.
Vitamin B1 : süt
bu yönden oldukça zengindir.
Vitamin B2 : yoğurttan
bir kaşık alınca suyu sarı bir renkte gözümüze çarpar bu su B2 vitamini
yönünden oldukça zengindir.
SÜT ENZİMLERİ
-
Enzimler katolizatörler.
-
Sütün doğal enzimleri
-
M.o enzimleri
Sütte enzimler normal değerin üstünde ise m.o’ların varlığı
ile doğru orantılı artar. Sütün kalitesi hakkında bilgi verir.
Peroksidaz enzimi : sütte
H2O2 m.o salgılanır süt doğal enzimi ile bunu parçalar.
Bakterilerin toksik enzimini yıkar. Süt 85 C ‘de 10 saniye tutulursa bu enzim
denatüre olur sütün 85 C çıkarılıp çıkarılmadığını anlamak için uygundur. Buna
bakmak ;
-
M.o sayısına bakarak ,
-
Enzime bakılır ( kimyasal ayraca bakılır
kaynamışsa renk yapar. ) ( UHT ,pastörizasyon , çiğ mi diye bakılır. Lakto
peroksidaz enzimine bakılır.
Lipaz enzimi : Lipaz
enzimi çok istemez , ortamdan hemen uzaklaştırılmalıdır. 65 C ‘de denatüre
olur. Pastörizasyon uygulanırsa inaktif olur.
Alkali fosfotaz
enzimi : ısıya karşı TBC m.o’larından biraz daha fazla dayanır.
Pastörizasyon sütlerde fosfotaz enziminin tamamen tahrip edilmesi TBC etkeninin
öldüğünü gösterir buna bakarak m.o varlığına bakabiliriz. Alkali fosfotaz
enzimi denatüre olmuşsa ortamda m.o varlığı söz konusu değildir. 65 C de 30
dakikada denatüre olur.
Ksantinoksidaz (
redüktaz ) : diğer enzimlere göre ısıya daha dayanıklıdır 65 C ‘de 1 saat
yada 85 C’de ani denatüre göstermektedir. Redüktazı m.o’lar salgılar bunun
miktarı m.o varlığının fazlalığını gösterir. Redüktaz enzimi metilen mavisini
beyana çevrilir. Bunun beyaza dönme süresine bakılır. Hijyenik sartlarda
sağılmış taze sütte bu süre 10 saatten fazla olmalıdır.
Sütte bulunan organik
asitler : laktik asit , propiyonik asit , bütirik asit.
SÜTÜN KORUYUCU
SİSTEMLERİ
-
Laktoperoksidaz sistemi
-
Laktoferrin ( demiri bağlar)
·
Gram negatif bakterilere etkir.
-
Lizozim ( muramidaz enzimi ) : Gram +
bakterilerin duvarını parçalar.
Laktoperoksidaz
sistemi : sütün kendini koruma sistemi olup , sütte bulunan laktoperoksidaz
enzimi m.o’lara karşı antimikrobiyel bir etki göstermektedir. Sütte bazı
m.o’lar H2O2 üretirler. Bu durumda laktoperosidaz aktif
hala gelerek H2O2’yi tiyosiyonata dönüştürür bu mo’ların
enzim sisteminş bloke edecek etkiye sahiptir. Bu işlemlerin sonucunda ortaya
hipotiyosiyanat ortaya çıkar ki buda antimikrobiyel etkilidir.
Laktoferrin sistemi :
loktoferrin demir bağlayıcı özelliğe sahip bir glikoproteindir. Laktoferrin
bir antibiyotik gibi davranmaktadır. Laktoferrin gram negatif bakterilerin dış
membranının stabilitesini bozarak bir çok m.o’ya karşı hem bakterisidal hemde
bakteriostatik etki yapmaktadır.
Lizozim ( muramidaz
enzimi ) : lizozim gram pozitif bakterilerin hücre duvarını parçalayarak
bakterilerin lize olmasına yol açan antimikrobiyal bir enzimdir.7
Sütte bulunan
hücreler : meme bezlerinden gelen meme hücreleri , kandan gelen kan
hücreleri yani ( epitel hücreler , mononükleer hücreler ve polinükleer hücreler
, lökositler ve lenfositler ) gözlemlenmektedir. Somatik hücrelerin m.o
hücrelerinden farkı bunların daha sonra çoğalmamalarıdır. Somatik hücreler (
epitel hücreler , lökositler , eritrositler , lenfositler ) bunlar sütte
20.000-500.000 adet / ml kadar bulunur bu sayı oldukça önemlidir. Süt hakkında
bilgi vermektedir. Ağız sütünde bu sayı daha fazladır. Meme hastalıklarında bu
sayı yine oldukça fazla gözlemlenir.
SÜTÜN MİKTARI VE
BİLEŞİMİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER
-
Irka bağlı değişimler ( yağ ve miktarı )
-
Bireylere ve kalıtıma bağlı değişimler
-
Laktasyon periyoduna bağlı değişimler
-
Beslenmeye bağlı değişimler
-
Yaşa bağlı değişimler
-
Mevsimlere bağlı
değişimler
-
Çevre ısısına bağlı değişimler
-
Hastalıklara bağlı değişimler
-
Sağım işlemlerine bağlı değişimler
-
Meme loplarına bağlı değişimler
-
Kızgınlığa bağlı değişimler
-
Değişim etkili diğer faktörlere bağlı ( hava koşulları
, yavrulama zamanı , egzersiz , genetik çalışmalar vs. )
Laktasyona bağlı
değişimler ;
-
Laktasyon başlangıcı ( ağız sütü = kolostrum )
-
Laktasyon normal dönem ( normal süt )
-
Laktasyon sonu süt ( kuru döneme hazırlık )
Kolostrum ( ağız sütü
): ağız sütü memenin ilk salgısıdır. Doğumdan birkaç gün önce salgılanmaya
başlamaktadır. Doğumdan sonra 5-7 gün sürer. Sarımtırak-kırmızımsı renk ,
tuzlumsu bir tadı bulunmaktadır. Özgül ağırlığı 1,079 iken asitliği %la
0,25-0,30’a kadar çıkar. Bu nedenle kolostrum ısıl işleme karşı hasastır.
Kolostrum yapısı kan ile süt arasındadır. Kolostrum KM ( %25-30 )
immunoglobüler olarak ( %15-17) mineralce oldukça zengin ve yağ ile KH
bakımından ise fakirdir. Serum proteinleri daha fazla bulunması yavrunun
bağışıklık sisteminin gelişmesi için önemlidir. Kolostrum enzimler , antikorlar
ve vitamin yönünden zengindir. Özellikle vitamin A 15-20 kat daha fazla
gözlemlenir.
Laktasyon sonu sütler
: laktasyonun 8. Ayından itibaren birleşimi değişir. Sütün kreması zor
ayrılır. Yayıklama zorlaşır. Ağız sütü gibi anormal tat görülebilir. Lipaz
miktarında artış görülür.
HASTALIKLARA BAĞLI
DEĞİŞİMLER : hastalıklarda bazı elemanlar azalırken bazılarında artış olur
(mastitis ve şap )
Mastitiste : laktoz
azalırken içerisinde klorürler artar , yağ miktarı azalırken sodyum miktarında
artış gözlemlenir. K,P,Ca azalır ama enzim artışı söz konusudur. Hücre sayısı
artar , pH 9 ‘a kadar çıkar ve süt alkaliye doğru kayar.
ANORMAL SÜTLER
Memedeki fizyolojik ve patolojik değişimlere bağlı olarak sütün
fiziksel ve kimyasal yapısında oluşan sağlığa zararlı olabilen ve teknolojik
işlemleri olumsuz etkileyen süte anormal süt adı verilmektedir. anormal süt
olarak sayılan sütler ;
-
Laktasyon başı sütleri(kolostrum )
·
Teknolojide sorun çıkarır kullanamayız.
·
Halk sağlığı riske etmez.
-
Laktasyon sonu sütler
·
Teknolojide sorun çıkarır
·
Halk sağlığını riske etmez.
-
Memede kalan sütler
·
Halk sağlığını riske edebilir.
·
Teknolojide sorun çıkarır.
-
Mastitisli meme sütleri
·
Teknolojide sorun çıkarır.
·
Halk sağlığını bozar.
-
Antibiyotikli sütler
·
Kullanılması dünya sağlık örgütü tarafından
yasaklanmıştır.
·
Kesilecek kasaplık hayvanlara 30 gün önceden
antibiyotik ve benzeri ilaçlar verilmez.
·
Antibiyotik tedavisi gören hayvanların sütleri
tedaviden 5 gün geçmeden tüketilmez.
·
Sütte antibiyotik olması teknolojik olarak
starter kültürlerin varlığını bozacağı için kullanılmaz.
·
Halk sağlığı yönünden ise duyarlı kişilerde
alejilere , patojenlerin direnç kazanmasına fayda sağladığı ve bağırsakta
bulunan yararlı mikroorganizmaları öldürerek bağırsak florasını bozduğu için
uygun değildir.
Sütün mikroflorası : süt
hayvanının sağlığı ve memenin sağlığı önemlidir. Hayvanın vücudunda bulunan
dışkının süte bulaşması , memenin sağımda hijyenik olmaması , sağım sırasında
kullanılan aletlerin hijyenik olmaması
ve haşerelerin ortamda bulunması , hayvan bakıcıları ve personelin
hijyen konusunda yetersiz olmaları sütü kontamine eder. Ayrıca ortamda bulunan
yem , toz , toprak , su ve havada sütü kontamine eder.
Yorumlar
Yorum Gönder