PROTOZOOLOJİ DERS NOTLARI VİZE
PROTOZOOLOJİ
PROTOOZONLARDA ÜREME
;
PROTOZOONLARIN
SINIFLANDIRILMASI
ŞUBE:
SARCOMASTİGOPHORA
-
Tyroanasoma
-
Leishmania
-
Giardia
-
Tricomonas
-
Entamoeba ( Amipler )
ŞUBE: APİCOMPLEXA
-
Eimeria
-
Isospora
-
Cryptosporidium
-
Toxoplasma
-
Neospora
-
Sarcocystis
-
Babesia
-
Theileria
-
Plasmodium
-
Haemoproteus
-
Hepatozoon
ŞUBE: MİCROSPORA
-
Encephalitozoon
-
Nosema
-
Glugea
-
Pleistophora
ŞUBE: MYXOZOA
-
Myxobolus
ŞUBE: CİLİOPHORA
-
Balantidium coli
TRYPANOSOMATİDAE
-
Trypanasoma
-
Leishmania
-
Soyları ( genus ) bulunur. Trypanasoma türleri
omurgalı konakların kan plazmasında lanset , iğ şeklinde olup , veziküler
çekirdeğe sahip , 15-30 mikron kadardırlar.
-
Leishmania türleri omurgalı konakların makrofaj
hücrelerinde , mononükleer fagosit hücrelerinde bulunur.
Trypanasomatidae
gelişme formları
-
Trypanasoma
;
a) Trypomastigote
: Omurgalı konaklarda bulunur.
b) Epimastigote
: Vektörlerde bulunur. ( Glossina , Triatoma , Melophagus )
-
Leismania
;
a) Amastigot
: Omurgalı konaklarda gözlemlenir.
b) Promastigot
: Vektörlerde gözlemlenir. ( Phlebotomus )
TRYPANASOMA
SALİVARİA GRUBU:
-
T.brucei
-
T.congolense
-
T.vivax
-
T.evansi
-
T.equinum
-
T.equiperdum
-
T. Gambiense , T.rhodesiense
STERCORARİA GRUBU
-
T.cruzi
-
T.melophagium
-
T.theileri
-
T.rangeli
-
T.lewisi
Trypanasoma türleri
ve özellikleri
-
T.brucei:
Equidae , ruminant , domuz , kemiriciler konakları olup. Nagana hastalığını
yaparlar. Biyolojik vektörleri glossina’dır.
-
T.congolense
, T.vivax: Ruminant , equidae ‘de gözlemlenir. Nagana , souma , paranagana
hastalıkları şekillendirirler. Biyolojik vektörleri ise glossina sinekleridir.
-
T.evansi:
Equidae , ruminantlarda gözlemlenir ve mal de cadares , çapraz ayak felci
hastalığını yaparlar. Mekanik vektör ise Tabanidae sınıfı siniklerdir.
-
T.equinum:
Equidae , ruminantlarda gözlemlenir. Mal de cadares , çapraz ayak felci
yaparlarlar. Mekanik vektör ise Tabus’lardır.
-
T.equiperdum:
equidae gözlemlenir. Dourine hastalığını yapar ve coitus ile bulaşır.
NAGANA – AFRİKA TRYPANOSİASİSİ
-
T.vivax , T.congolense ( Sığırlarda )
-
T.suis , T.simiae ( Domuz )
-
T.brucei ( At )
-
Yabani memeliler rezervuardır.
-
Hemolitik grup olup , belirgin semptom anemi,
ateş , arteritis , glomerulonefritis , hipoglisemidir.
TEŞHİS
Akut dönemde perifer kanda etkenler bulunur. Akut
enfeksiyonlarda kan ve lenf sıvısı , kronik dönemlerde serobrospinal sıvı
incelenir.
·
Kan yada inokülasyon ( fare ) sonrası kanın
mikroskobik olarak incelenmesine ( Woo Metodu ) denir.
Serolojik testler ( ELISA ) , antijen arama , Moleküler
teknikler ( PCR ).
TEDAVİ
Diminazene aceture , Homidium tuzları ( sığır
, koyun , keçi ) , Suramin ( at , deve , köpek ) Diminazene at köpek ve devede
toksiktir.
SURRA-T.evansi
enfeksiyonları
Equdeler
başta olmak üzere deve ve karnivorlarda görülür. Deve ve atlar oldukça duyarlı
, hastalık şiddetli seyreder. Surra kokuşma anlamına gelir. Tabanidler ile
mekanik bulaşma söz konsudur. Etkenler tabanidler çoğalmaz. Hortumlarında
kalır. Burada 10-15 dakikadan fazla yaşayamazlar.
Develerde
akut ve kronik seyreder. Düzensiz ateş , anemi , bacak ve vücudun alt
kısımlarında ödem , zayıflama , konjuktivitis , abort semptomlardır.
MAL DE CADERAS –
T.equinum enfeksiyonu
Çapraz
ayak felci hastalığıdır. Equideler de görülür. Tabanidler ile mekanik bulaşır. Genellikle kronik seyreder.
Vücudun ısısı artar ve ateş başlangıcından
2-3 hafta sonra arka ayaklar felç olur.
*DOURİNE-
T.equiperdum enfeksiyonu
Equidelerde
bulaşıcı çiftleşme hastalığıdır. Exanthem Coital Paraliticum , beygir firengisi. Dourine arapça anlamı
kirlilik demektir. Bulaşması çiftleşme ile olur. Etkenler kanda , lenf
sıvısında , genital organların mukozasında , deride oluşan ürtikerlerdeki
sıvılarda bulunur. Erkenler uzunlamasına 2 ye bölünerek çoğalır.
Douirine
dünyada yaygın bir hastalıktır. Türkiyede eradike edilmiş bir hastalıktır.
Enfeksiyonun belirgin olmayan dönemlerinde de etken taşınması mümkündür.
T.equiperdum
etkenleri atlarda genital organların derisinde , lenf , kan ve serebrospinal
sıvıda , persiste ( inatcı ve sürekli ) olarak aylarca – yıllarca parazitlenir.
İnkubasyon süresi 2-12 haftadır. Bu süreyi takiben semptomlar ortaya çıkar.
Semptomlar 3 sistemde ( Genital organlar , deride ve MSS’de ) görülür.
Hastalığın seyri genellikle kronik olup , 1.5-2yıl sürer.
Semptomları
1.SAFHA : genital organlarda ödem,
mukoid vaginal akıntı , vagina , prepusyum ve penis üzerinde ülseratif
bozukluklar, karın altından gögüse kadar ödem.
2.SAFHA : Hastalık
başladıktan 4-6 hafta sonra deride ürtikerler görülür. Özellikle vucudun yan
taraflarında oluşur.
3.SAFHA: Gluteal
kaslarda atrofiyi takiben inkordinasyon , yüz , boyun , arka ayaklar ve bütün
vücutta felçler oluşur.
Etiyolojik teşhis serumda antikor tespiti ile yapılır. CF ve
ELISA teşhis için kullanılır. Endemik bölgelerde semptomlar tanıda önemli ipucu
verir. Etkenin mikroskobik tespiti oldukça güctür. Teşhiste equine herpes virüs
1 ve 3 enfeksiyonları dikkate alınmalıdır. Ülkemizde ihbarı mecbur bir
hastalıktır. Bulaşmanın engellemesi için karantina yoluna gidilir.
İNSANLARDA TRYPANASOMA ENFEKSİYONLARI
T.gambiense: İnsan
, maymun
T.rhodasiense : İnsan , rat , kobay , zoonozdur. Sığır ve
antilop , aslan , sırtlan rezervuar konaktır.
Uyku hastalığı yaparlar. Glossina biyolojik vektördür.
T.cruzi : Chagas
hastalığı Amerika trypanasomiasisi köpekler ve kemiriciler olmak üzere 150
kadar memeli hayvanda rezervuardır ve zoonozdur. Reduvidler ( Triatoma ,
Rhodnius ) Vektördür. Myokarditis , MSS bozukluğu , ödem belirtileridir.
Köpeklerde anemi , splenomegali , kedilerde konvülüsyonlar ve posterior paraliz
görülebilir.
LEİSHMANİA
Memeli ve sürüngenler ( Makrofaj içinde Amastigot şeklinde
bulunur. Amerika kıtasında Psychodidae – Lutzomyia. Asya , Avrupa ve Afrika
Phelebotomus ( Promastigot
Form’da ). Amastigot formları Omurgalı canlılarda bulunurken promastigot ise
omurgasız konaklarında ve besi yerlerinde görülür.
YAŞAM ÇEMBERİ
Konakta
makrofaj içinde amastigot olarak çoğalır. Vektör sinek kan emerken kanda
bulunan parazitleri alır. Vektörün sindirim sisteminde promastigot olarak
çoğalırlar ve vektör tekrar kan emerken promastigotları verirler. Bunlar
omurgada amastigot forma dönüşürler geri.
Leishmaniasis
1-
Leishmania
donovani komplexi: Visceralleishmaniosis
a) Leishmania donovani : Phlebotomuslar
tarafından taşınır. Visceral Leishmaniaosis yaparlar. Post kala azar dermal
leishmaniosis yaparlar.
b) Leishmania infantum : Phlebotomuslar
tarafından taşınır. Visceral leishmaniaosis yaparlar.
c) Leishmania chagasi : Lutzomyia
tarafından taşınıp. Visceral leishmaniaosis yaparlar. Basit kutanöz
leishmaniaosis görülür.
2-
Leishmania
tropica komplexi: Basit kutanöz lesimanios , vektör phlebotomuslardır.
a) Leishmania tropica : Basit kutanöz
leishmanios , kentsel alanlarda gözlemlenirler. Köpeklerde bulunurlar. Kurutip
lezyonlar şekillenir.
b) Leishmania major :Basit kutanöz
leishmanios , kırsal alanlarda gözlemlenirler. Kemiriciler konaklarıdır. Nemli
ve sulu lezyonlar oluştururlar.
c) Leishmania aethopica : basit kutanöz
leishmaniosis.
3-
Leishmania
braziliensis komplexi :Basit kutanöz leishmaniosis , mukozal leishmaniosis
vektör ise lutzomyia’dır.
a) Leishmania braziliensis : basit kutanöz
leishmaniaosis yaparlar. Mukozal leishmaniosiste yaparlar.
b) Leishmania peruviana : Basit kutanöz
leishmaniosis
c) Leishmania guyanensis : Basit kutanöz
leishmaniosis
d) Leishmania panamensis : Basit kutanöz
leishmaniosis , mukozal leishmaniaosis
4-
Leishmania
mexicana komplexi: Basit kutanöz ve diffuz kutanöz leishmaniosis
İnsanlarda
Leishmaniaosis:
İnsanlarda deri , yaygın deri , hem mukoza hem deri ,
visceral olmak üzere 4 tip gözlemlenir.
1-
KUTANÖZ
LEİSHMANİASİS ( DERİ , ŞARK ÇIBANI ) : Leishmania tropica ve L.major ( Deri
lezyonları yaparlar ) Lenf yumrusu ve muköz zarlarda rastlanırlar. Şark çıbanı
sonucu iyileşen kişiler kalıcı bağışık olur.
-
L.tropica
: Kuru şark çıbanı , yıl çıbanı , Şark çıbanı , Halep çıbanı ( Kentsel
yerlerde ) Bu gibi çıbanların etkenidir. Vektör sinek kan emerken etkeni konağa
verir. İnkübasyon süresi 1-2 ay kadardır. Önce ısırık yerinde kabarcık – yara ,
ülser – kabuk – iyileşir fakat iz kalır. Hayvanlardan köpeklere enfekte olur.
Kemiriciler etken parazite rezervuar’dır. Phelebotomus papatasi , P.sergenti ,
P. Longicuspis buna vektörlük ederler.
-
L.major :
Sulu şark çıbanı olarak bilinirler. Kırsal kesimlerde gözlemlenirler.
Lezyonlar sulu olup mukozalara da yayılırlar. P.caucasicus , P.papatasi
vektörlük eder etkene. Ömür boyu
bağışıklık şekillenir hastalığı atlatınca.
2-
DİFFUZ
KUTANÖZ LEİSHMANİAOSİS ( YAYGIN DERİ L.) : Leishmania mexicana kompleksi
parazitleri bu hastalığı yapar. Vektör bunlarda lutzomyia’dır. Birincil konak
kemiriciler , insanlar rastlantısal konaktır. Zoonoz’durlar. Hastalığın diffüz
hal almasında genetik yatkınlık , hücresel bağışıklılığın azalması , coğrafi
bölge insanı olması. Derin şişlikler oluşur , ısıya duyarlı etken vğcudun
perifer bölgesinde gelişir ve lepra yüz olarakta bilinir.
3-
MUKOKUTANÖZ
LEİSHMANİAOSİS : Leishmania brasiliensis kompleksindeki parazitler yapar.
Vektör bunlarda lutzomyia’dır. Güney Amerikada gözlenir daha çok. İnsan ve
köpekler konaklarıdır. Burun dudak gibi mukozalarda yayılır.
4-
VISCERAL
LEİSMANİAOSİS ( İç organ L.) : L.donovani kompleksindeki parazitler bu
hastalığı yaparlar. Deride kara lekeler oluştuğu için kala azar ( kara humma ,
dumdum humması olarakta bilinirler.)
-
L.donovani
: Tilkilerde nadiren gözlemlenir köpekler rezervuar’dır. Phlebotomus vektörleri
tarafından taşınır.
-
L.infantum
: Türkiyede Akdeniz kala azar etkenidir. Phlebotomuslar vektördür. Köpekler
rezervuarlık ederler.
-
L.chagasi
: Lutzomyia vektörlük eder. Köpekler rezervuar konaktır.
-
Hastalık %90 5 yaş altı çocuk , yetişkinlerde
immun supresif durumlarda gözlemlenir. Patogenez ve klinik olarak vektör
sineğin soktuğu yerde önce papül sonra
aylarca süren düzensiz ateş , dalak , KC , lenf yumrusu , kemik iliği , böbrek
, kan ve lenf damarlarını istila ederler. Anemi , hepatosplenomagali , ağız ,
burun vb. organlardan kan gelir. Ölüm – tedavi (%90-95) olumludur.
İNSAN LEİSHMANİAOSİSİNDE EPİDEMİYOLOJİ
Vektör ve rezarvuar konaklardır.
Vektörlerin gelişmesine uygun iklim ( Psycodidae yağışlı zamanlarda artar.)
Rezervuar konakları türüne göre değişir. L.peruviana ve L.chagasi dışında
ormanlık alandakiler kemirgenlerdir.
Ormanlık bölgelerde görülürler. L.infantum ,
L.chagasi , L.peruviana – köpek ve car’larda. L.donovani i L.tropica – insandan
insana bulaşır. Kentsel bölgelerde görülür. L.mojar- kemirici’lerde kırsal
alanlarda gözlemlenir.
KÖPEKLERDE LEİSHMANİOSİS
L.infantum , L.chagasi ,
L.tropica , L.peruviana etkenlerdir.
- L.infantum- Visceral
leishmaniaosis : önce konağa girdiği yerde deride makrofajlarda çoğalır. Sonra
iç organlara dağılırlar. Başlangıçta göz etrafı kıllar dökülür. Sonra genel kıl
dökülmesi , ekzema , deride ülserler , enfekte deride bol miktarda bulunurlar.
İntermittent ateş , kaşeksi , lenf yumrusunda büyüme , ölüm nadir gözlemlenir.
- L.tropica : kutanöz formda lezyon parazitin girdiği yerle
sınırlı kalır. Genellikle dudak ve göz kapaklarında derin olmayan deri
ülserleri şekillenir. Tanı ; deri kazıntısında froti , iç organlardan biopsi ,
amastigot görerek tanı konulur.
Köpek
leishmaniosis’te klinik tablo :
Aşırı derece zayıflama , keratitis , derinin pullanması ,
ülserleşme , kıl dökülmesi , pençe ve tırnakların acayip büyümesi , yağ
bezlerinin tamamen bozulması , genelde lezyonlar vucuta simetrik olarak
gelişir. İshal gözlemlenir. Burun kanaması , ayaklarda ödem , körlüğe neden
olma , böbrek yetmezliği gibi tablolar gözlemlenir.
Koruma :
-
Köpeklerde vektörlere karşı korunma;Deltamethrin
köpek tasmaları-(6 ay koruyucu-phlebotomus karşı),Permethrin+imidakloprid spot
on uyg. 3 hafta koruyucu,
-
Güneş
çıktıktan sonraki 1 saat ve güneş batımından önceki 1 saat köpekler dışarda
bulundurulmamalı
GİARDİA
Giardia duodenalis ( G.intestinalis , G.lamblia ) insan ve
maymunlarda , birçok memelilerde zoonoz öneme sahiptir. Bazı genotipleri
zoonozdur.
1 numaralı olan kist ( dört nükleuslu ) , 2 numaralı olan trofozoit ismini alır.
Toplamda 8 kamçısı ( Flagella) ‘ sı bulunur. İki nükleus’tan ve vental yüzeyde
emici disklerden oluşur.
GİARDİOSİS-BİYOLOJİK GELİŞME
Direkt gelişme söz konusudur. Gıda ve su ile bulaşırlar.
Çoğunluğu i.barsaklarda yerleşir ve mukoza üzerine tutunurlar. Kistler klora
oldukça dayanıklı bir yapıdadır. Trofozoitler dış ortamda 1-2 saatde ölürler.
Kistler rutubetli ortamda 3 hafta serin sularda 3 ay enfektif olarak kalırlar.
Enfeksiyon dozu 10-100 kist almaktır. Patent süre buzağılarda 4-7 gün iken
köpeklerde 4-16 gün , prepatent süre haftalar-aylarca sürer.
GİARDİOSİS PATOGENEZ
Gençlerde önemlidir. Parazitler dokulara ve hücrelere
giremez onlarla beslenmez. Parazitler bağırsakta villuslara tutunurlar. Bazende
kriptlere epitel hücrelerin fırçamsı kısımına tutunurlar. Kriptlerde ki
parazitler burada yapısı değişik bir mukus salgılar ve kriptlerin çıkısını
tıkayarak orada yangı tablosu şekillenir. Bu şekilde epitel hücrelerinin
fırçalı yüzeyi ve hatta kendisi zarar görür. Bu zarar sonucunda bağırsakta
absorbsiyon bozukları meydana gelir. Özet olarak patogenezde yangı , sekresyon
ve absorbsiyon bozukluğu şekillenir.
KLİNİK BELİRTİLER : Birçok olay semptomsuz seyreder. Klinik tablo
şekillenmişse başlıca belirtiler. İshal başlangıcı ve karın ağrısı , arasıra
ateş. Absorbsiyon bozukluğuna bağlı yağlı dışkı. Yağda eriyen vitaminlerin
eksikliği meydana çıkar.
TANI: Dışkının
makroskobik ve mikroskobik incelenmesi , natif muayne ve flotasyon
uygulanabilir. Kist araması yapılabilir veya taze preparatlarda trofozoitler
görülebilir. ( ishalli vakalarda ). Nekropside barsaklardan histopatolojik
kistler görülür. Mukozadan kazıntı ile froti yapılabilir.
TEDAVİ : Köpek ve
kedilerde albendazole
( 2*25mg/kg) , fenbendazole ( 50mg/kg ) Ruminantlarda Albendazole i
fenbendazole ( 10-20mg/kg).
SPİRONUCLEUS MELEAGRİDİS
Enfeksiyöz kataral enteritis olarakta bilinir. Dünyada
yaygındır. Konakları başlıca hindi , sülün ve diğer bazı kanatlılarda da
gözlemlenir. Genç hayvanlarda duodenuma ve ince barsaklara yerleşir. Erişkin
hayvanlarda bazen bursa fabricus ve sekumda bulunur. Bulaşma ağız yolu ile
gerçekleşir.
PATOGENEZ : Genç
hindilerde 1-10 hafta arasındakilerde çok patojendir erginlerde semptomsuzdur.
Başlıca lezyonlar ince barsaklarda gözlemlenir. Kataral bir yangı vardır.
Duvarı ödemli , toksitesi azalmış ve baloncuklar oluşmuştur. Barsaklar sulu ve
köpüklü içerikle doludur. Klinik belirti olarak 4-7 inkübasyon süresi sonunda
gözükür tüyler kabarık , huzursuz , köpüklü ve sulu bir ishal vardır kilo
kayıbı oldukça hızlı gelişir.
TANI : Nekropsi
ile lezyonlar incelenir ve preparatlar hazırlanıp etken aranır.
EPİDEMİYOLOJİ : Erişkinler
gençler için enfeksiyon kaynağıdır. Hastalık kontamine gıda ve su ile bulaşır.
Mekanik taşıyıcıların rolüde olabilir. Sıcak hava ve aşırı kalabalık yetiştirme
hastalığın şiddetini artırır.
HEXAMİTA=SPİRONUCLEUS
Armut şeklinde ve simetrik yapı gösterirler. İki spiral
çekirdeklidir ve 8 kamçısı bulunur. ( 6 anterior ve 2 posterior ). İkiye
bölünerek çoğalırlar. İki önemli türü vardır. Hexamita meleagridis ( genç
hindilerde öldürücü , Hexamita salmonis ( balıklar için patojendir.)
-
Hexamita meleagridis : Kataral enteritis
yaparlar. Başlıca konakları hindilerdir ayrıca sülün ve bazı kanatlılarda da
gözlemlenir. Genç hayvanlarda duodenum ve incebağırsaklara , erişkin
hayvanlarda bazen bursa fabricius ve sekumda gözlemlenir. Bulaşma ağız yolu ile
olur. * Genç hindilerde ( özellikle 10 haftalığa kadar ) çok patojendir.
Erişkinlerde semptomsuzdur. Klinik belirtiler huzursuzluk ,tüyler kabarmış.*
Köpüklü ve sulu ishal yapar. Kilo kayıbı yapar. Başlıca lezyonlar
incebağırsaktadır. Kataral yangı vardır. İncebağırsaklar sulu,köpüklü bir
içerikle doludur. Tanıda nekropsi yapılır ve preparat hazırlanarak teşhis
yapılır. Epidemik olarak erişkinler gençler için enfeksiyon kaynağıdır. Gıda ve
su kontaminasyonunda sinekler rol alabilir. Tedavide nitroimidazole kullanılır.
-
Hexamita salmonis : Sindirim sisteminde
gözlemlenir. Balıklar ‘’ toplu iğne ‘’ görünümü almış gibi zayıflar.
TRİCHOMONADİDA
Simbiotik yaşayan protozoonları
içerir. İnsan ve hayvanlarda önemli olan etkenler. İki aile bulunur.
a)
Monosercomonadidae : Histomonas
b)
Trichomonadidae : Tritrihomonas ,
Tetratrihomonas( Trichomonas )
HİSTOMONAS
MELEAGRİDİS ( HİNDİLERİN KARABAŞ HASTALIĞI )
Enfeksiyöz entero-hepatitis , enfeksiyöz tiflo-hepatitis
karabaş hastalığı. Konakları hindi , tavuk ve değişik kanatlılardır. Ama
hindilerde önemlidir. Konakta sekum mukozası , sekum boşluğu ve karaciğer
parankimasına yerleşir.
Protozoon’un 4 formu vardır.
a)
İnvaziv form ( doku formu ) : oval yapıdadır ve
kamçısı yoktur. Sekum mukozasında veya karaciğer parankimasında bulunurlar.
b)
Vejetatif safha : bağırsak ve karaciğer
dokusunda bulunurlar. Kronik yara kümeleri halinde gözlemlenirler.
c)
Resistant safha : dayanıklı formdadır. Etrafı
kalın cidarla sarılmıştır. Kist oluşturmaz.
d)
Flagellumlu ( lümen formu ) : sekum boşluğunda
gözlemlenirler. Sitoplazmasında bakteri ve eritrosit vardır.
Bulaşması : Heterakis gallinarum’un enfekte yumurtalarının
yenmesiyle şekillenir. Yada enfekte solucanların yenilmesi sonucu bulaşır.
İshalli dışkıdan trofozoitlerin kısa sürede alınması sonucuda bulaşım söz
konusudur.
-
Sekum mukozasında lezyonlarda ikiye bölünerek
çoğalırlar , oradan kan ile KC,AC ve böbrekte toplu iğne başı büyüklüğünde
ülserler şekillendirirler. Sekumda çoğalan parazitler H.gallinarum’un
ovaryumuna oradanda yumurtasına girer ve orada çoğalırlar. Yumurtaların %1’i
enfekte olurlar. Kanatlılar enfektif yumurtayı alırlar. Larva sekumda çıkarken
histomonaslarda serbes kalır. Serbest atılan histomonaslar dış ortamda çabukça
ölürler.
Patogenez : 3-12 haftalık hindiler çok etkilenir ve akut
form görülür %80’lere varan mortalite vardır. Yaşlılarda kronik seyreder ve
ölüm azdır. Tavuklar hindilere göre daha az duyarlıdır.
Klinik belirtiler : Düşkünlük , halsizlik , bitkinlik ilk
bulgulardır. Kanatlar ve kuyruk sarkmış tüyler kabarmıştır. Baş ibikleri
kararmıştır ve siyanotik bir renk almıştır. Kükürt sarısı ishal veya dışkılama
bu hastalık ile karakterizedir.Patolojik lezyonlar : sekumda ülserler vardır ve
sosis benzeri görüntü alırlar. Sekum sarımsı exudat ile doludur. Bazı
durumlarda bağırsak delinir ve peritonitis oluşur. Ayrıca bağırsak duvarında
yapışmalar gözlemlenir. Karaciğerde lezyonlar tipiktir ve hastalığı
tanıtıcıdır. ( kenarları kabarık ,
ortası çukur olup , sarı ile sarımsı yeşil renkli lezyonlar vardır. Ölümün
sebebi peritonit ve karaciğer yetmezliğidir.
TRİCHOMONADİDA
Armut benzeri görüntüsü vardır. Anterior flagellumlar (3-5)
adet olabilirler. Dalgalı zar oluşturan bir posterior flagellum vardır. Kist oluşturmazlar ve sadece trophozoit
formları vardır. Sindirim ve genital sisteme yerleşirler.
-Tritrihomonas foetus: Sığırlarda genital sistem
-Trichomonas vaginalis : İnsan genital sisteminde
-Trichomonas gallinae : Kanatlı sindirim sisteminde bulunur.
TRİTRİHOMONAS FOETUS
: Sığırlarda gözlemlenir. Yerleşim yerleri ineklerde uterus ve aralıklı
olarak vaginadır , boğalarda prepusyum mukozasında yaşarlarda ( kript).
Uzunlamasına ikiye bölünerek çoğalırlar. Trophozoit morfolojisinde üç adet ön
bir adet arka kamçısı vardır. Aksostil kalındır ve vücudun arka ucundan dışarı
çıkar.
Bulaşması çiftleşme sonucunda oluşur. Seyrek olarak ise
enfekte boğaların suni tohumlamada kullanılması sonucunda şekillenir. Bulaşma
sonucu ineklerde önce vaginitis şekillenir ve parazit çoğalmaya başlar. 15-20
gün sonra buradaki parazitler uterusa ( metritis ) geçer. Gebelerde fötusa ( plasentitis). Self-kür ( kendi kendine
iyileşme durumu vardır.) enfekte olan boğalar ömür boyu taşıyıcıdır.
◦
Patogenez ve klinik bulgular : Veneral hastalık
boğalar asemptomatik taşıyıcıdırlar. Yaşlı boğalar yayılmada oldukça önemlidir.
Vaginitis , kataral endometrit ve bazen vaginal akıntı vardır. Gebeliğin ilk 4
ayında abort söz konusu olabilir. Sürüde buzağılama aralığı uzar. Bazen
pyometra ve kısırlıkla sonuçlanabilir. Kısa süreli bağışıklık söz konusudur.
Endometritis ve plasentitis oluşması durumunda 1-16.aylarda abort olur. Yavru
zarları atılır ve iyileşir dikkat çekmez gebe kalmadığı düşünülür gebe zarları
atılmazsa kataral veya prulent
endometritis şekillenir müdahale edilmezse kısırlaşma olabilir. Abort olmazsa ,
Yavru ölür ve uterus içinde masere olur,pyometra şekillenir.
◦
Uterusta birkaç litre gri-beyaz renkte sıvı toplanır,
bakteri enfeksiyonu ile çok pis kokulu durum alır.
◦
Müdahele edilmezse yaşam boyu steril
kalır.
TANI : Enfeksiyonun
kuşkusu sürüde infertilite problemleri , buzağılama aralığının uzanması, abort
, sürüye yeni boğa katımı. Kesin tanı , fötal zarların suları , plasenta ve
fötusun mide içeriği incelenmelidir. Tricin deri testi yapılır.
EPİDEMİYOLOJİ : Enfeksiyon
kaynağı boğalardır. Boğalarda klinik belirti görülmemesi , boğaların tedavi
edilmediği sürece etkeni taşımaları , suni tohumlamanın kullanılmaması , steril
olmayan genital müdahaleler.
TEDAVİ
Boğalarda : enfekte boğalar kesime sevk edilmedilir. (
kıymetli olamlar tedavi edilebilir ( uzun ve zahmetlidir.)
İneklerde : Self-kürden dolayı medikal tedaviye gerek
yoktur. Enfekte hayvanlar 3 ay kadar ( 4 kızgınlık dönemi ) çiftleştirilmezse iyileşir.
Kontrol : Suni tohumlama tercih edilmelidir. Aşımda ise genç
ve sağlıklı boğalar tercih edilmelidir. Sürüye yeni boğa katımında kontrollerin
yapılması gereklidir. Salgın durumunda çiftleşmemiş dişi ve erkekler sürüden
ayrılır ondan sağlam kabul edilir çiftleşme yapanlar enfekte kabul edilirler.
TRİCHOMONAS GALLİNAE
: Evcil güvercinler ve kumrularda patojendir diğer kanatlılarda apotejen
seyreder. Kanatlıların üst sindirim yollarında enfeksiyon yapar. Yerleşim
yerleri ön sindirim yollarıdır. Ağız , farinks , özefagus , kusrakta ve bazende
taşlıkda yerleşir. Ayrıca akciğer , hava kesesi , kalp , pankreas , dalak ,
böbrek , trachea , kemik iliğindede gözlemlenir. Bulaşma annelerden güvercin
sütü ile yavrulara nakil edilir. Enfekte kuşların su iştiği yerden kısa sürede
diğer kanatlılara bulaşma söz konusudur. Yırtıcı kuşlar enfekte kuşları yiyerek
enfekte olurlar.
Patogenez : Gençlerde patojendir. Akut dönemde ölümler söz
konusudur. İştahsızlık , zayıflama , tüylerde kabarma görülür. İlk lezyonlar
ağız mukozasında gözlemlenir. İlerleyen dönemlerde farinks , özefagus ,
kursakta küçük sarımsı beyaz odaklar gelişir. Bunlar kazeöz lezyonlara
dönüşebilir.
Kursakta sıvı birikimi ve kazeifiye kitleler ve sıvı
birikimi le lümen doldurur.
Tanı : Üst sindirim yolarındaki tipik patolojik lezyonları
görmekle olur kesin tanı lezyonlardan alınan kazıntının mikroskobik ve
besiyerlerinde incelenmesi sonucu olur.
Tedavi : Enheptin , Furazolidon kullanılır.
Kontrol : yaşlı güvercinlerin yem ve sularına ilaç
katılması.
Epidemiyoloji : Hastalık çok genç güvercinlerde görülür.
Enfekte erişkin güvercinler enfeksiyon kaynağı oluştururlar.
TRİCHOMONAS VAGİNALİS
İnsanlarda venereal hastalık etkenidir. Erkeklerde prostat
ve urethrada , kadınlarda vagina mukozasına yerleşir. 4 anterior ve 1 adet
dalgalı zar oluşturan posterior kamçısı vardır. Cinsel yolla bulaşır ancak
çamaşır ve havlularda bir süre canlı kalabilirler (24saat). Erkeklerde
asemptomatik taşıyıcıdır. Bazen urethritis , ağrılı ürinasyon. Kadınlarda
vaginitis oluşturur. Gebelikte sorunlar oluşabilir. Neonatal enfeksiyonlarda
bebekte pnömoni oluşur. Tedavide metronidazole kullanılır. Eşler aynı anda
tedavi edilir.
Kök:Amoebozoa
Amipler; belirli bir vücut şekilleri yoktur. Hücre
zarı(plasmalemma) ince pseudopodlar hareket eder. Genellikle ikiye bölünerek
eşeysiz çoğalırlar. Büyük çoğunluğu holozoik olarak (fagositoz ile)
beslenirler. Büyük bir kısmı suda ve nemli topraklarda serbest olarak yaşar.
-
Simbiyotik
yaşayanlar: Entamoeba
-
Sebest
yaşayanlar: Acantamoeba ve naegleria
Patojen türlerin kistleri vardır.
Bulaşma kistlerle olur. Kistler klorlanmaya karşı dayanıklıdır.
Bağırsak Amipleri(Entamoebiidae)
·
ENTAMOEBA
·
Iodamoeba
·
Endolimax
Ayırıcı tanı: kist ve trofozoit
formları özellikleri. Kistdeki nucleus sayısı. Karyozom şekli.
ENTAMOEBA
Omurgalı ve omurgasızların
sindirim kanalında bulunurlar. Kistleri genellikle vardır. Memelilerde
bulunanlar olgun kistlerinde bulunan çekirdek sayılarına göre 4 gruba ayrılır.
E. Histolytica türü çok patojendir.
1-
Histolytica
grubu: olgun kistlerinde 4 çekirdek vardır.
a-
Entamoeba
histolytica ve E. dispar: insan,karnivor
b-
E.
hartmanni: insan, karnivor
c-
E. equi:
at
d-
E.
anatis: ördek
e-
E. moshkovski: lağım suları
2-
Coli grubu: Olgun kistlerinde 8 çekirdek var
a-
Entamoeba coli: İnsan, diğer primatlar,
karnivor
b-
E. wenyoni: Keçi
c-
E.muris: Fare, rat, hamster
d-
E.caviae: Kobay
e-
E.cuniculi: Tavşan
f-
E.gallinarum: Tavuk, hindi, kaz, ördek
3-
Bovis grubu: Olgun kistlerinde tek çekirdek var
a-
Entamoeba bovis: Sığır
b-
E.ovis: Koyun, keçi
c-
E.dilimani: Keçi
d-
E.suis: Domuz, insan
e-
E.bubalis: Karabo
f-
E. chattoni: Maymunlar ve insan
4-
Ginginalis grubu: Kist oluşturmazlar
a-
Entamoeba gingivalis: İnsan, diğer
primatlar, köpek, kedi
b-
E. equibuccalis: At
c-
E. suigingivalis: Domuz
Entamoeba histolytica/dispar:
insanlarda önemlidir. Maymun , kedi , köpek , domuz , sığır , rat çok
yaygınıdır. Fakültatif patojendir. Kendiliğinden iyileşen hafif veya semptomsuz
enfeksiyondur. İnvaziv hastalık (amipli dizanteri=amoebiasis).
Kistleri
·
12-15 mikro m./20-35 mikro m.
·
4
çekirdek (olgun)
Trophozoitleri
·
15-20 mikro m.
·
Pseudopodlar
·
Aktif
hareket
·
Sitoplazmada
·
gıda
vakuolleri
·
fagosite
edilmiş bakteriler/eritrositler
Çekirdek yapısı
·
periferal
chromatin
·
Küçük karyosome
Ekskistasyon:
·
Kist
duvarı parçalanır
·
Amipler
çıkar
·
Çekirdek
bölünmesi (4®8)
·
Sitoplasma
bölünmesi (8 amebala)
·
Trofozoitler
kalın bağırsakta kolonize olur
·
Bakteri
ve barsak içeriği ile beslenirler
·
İkiye
bölünerek çoğalır
Enkistasyon:
·
trofozoit yuvarlaklaşır.
·
Kist duvarı salgılanır.
·
Ribozom
agrefasyonu(=chromatoid cisimleri)
·
İkiye bölünerek çoğalır(1®4)
·
Dış ortamda aylarca canlılığını korur.
Patogenez ve klinik belirtiler: patojenite – bağırsak ve
dokularında (pepsin , tripsin ve proteolitik enzimlerin epitel hücre lizis).
NON-INVASIVE:Kalın bağırsak mukozasında kolonizasyon. Asemptomatik taşıyıcılık.
10-15 mikro m. Non- dysenteric ishal, abdominal kramplar, kusma vb. INVASIVE:
Mukoza nekrozları – ülser oluşumu ve dizanteri. Ülserlerin genişlemesi –
dizanteri, peritonitis. Metastasis – extraintestinal amebiasis. KC. , AC ve
beyinde amip abseleri oluşur. Ülserin genişlemesi ağır dizanteri. Bağırsak
duvarının delinmesi-peritonitis. Lokal abseler. Bakteriyal enfeksiyonlar. Kist
üretiminin durması.
Extraintestinal amebiasis: Kan yolu ile metastaz. Karaciğer
(portal vena) bazen diğer dokularda. Dışkıda amip olmayabilir.
Karaciğerde amip abseleri: çikolata rengi irin. Nekrotik
doku. Bakteri yok. Lezyonlar genişler. Fistül oluşumu.
İnsanlarda amipli dizanteri klinik bulgu:
·
Çeşit ve süre
-
Hafif ve ağır olabilir.
-
Kısa ve uzun süreli olabilir.
·
Dizanteri yoksa
-
İshal, kramplar, gaz, bulantı, kusma
·
Dizanteri varsa
-
Kanlı mukuslu dışkı. Ağrılı kramplar.
·
Ameboma
-
Karın boşluğunda granülomatik kitle. Tıkanma ,
Tanı:
·
İntestinal: dışkı bakışı. Nativ,flotasyon,
boyama. Kist veya trofozoit görülmesi. Sigmoidoscopy, biyopsi , antijen
testleri (IHA, IF)
·
Extraintestinal(hepatic): semptomlar;dizanteri
abdominal ağrı karaciğer büyümesi. Görüntüleme teknikleri. Apse aspirasyonu;
kırmızı kahverengi akıntı. Abse duvarında trofozoit.
Tedavi:
·
Asemptomatik; iodoquinol
veya paromomycin
·
Semptomatik; metronidazole veya furazolidon, tinidazole
·
Karaciğer abseleri: yırtılma riski olanları boşalt.
Kontrol: ZOONOZ.
Fekal – oral naklin kırılması. Hijyen. Çiğ sebze meyve. İçme suları. Mekanik
nakil.
Malpighamoeba soyu- Malpighamoeba mellifica: işçi arılar 5-8
mikron kistleri ağız yolu ile alır. Trofozoitler malpighi tubulleri – epitel
hücre tahribatı , tıkanma ve atrofiye olur. Genellikle nosema ile birlikte
yeşilimsi ishal görülür. İşçi arılarda zayıflama ve nadiren ölüm. Enfekte
arıların malpighi tubülleri şişkin. Teşhiste dışkıdan kist-trofozoit görülmesi.
Tedavi ? Korunma kovanın karbolik asit dezenfenksiyonu ile asetik asit
fumigasyonu.
Serbest yaşayan amipler:
·
Balamuthia mandrillaris. Granülomatöz amebik
ensefalitis. İnsan dışında at koyun maymun . sivas toprak.
·
Acanthamoeba spp. : A.castellani, A.culbertsoni,
A.polyphaga. Toprak ve suda. Türkiye de Erzurum toprak elazığ ve izmir keratit
(kontak lens). Granlülomatöz amebik ensefalitis. Granülomatöz deri, karaciğer
ve kemik lezyonları. Amebic keratitis.
Acanthomoeba: toprak ve suda
serbest yaşar. İnsanlarda kronik hastalıklar yapar. Amebik keratitis, deri ve
akciğer lezyonları.
Acantomoeba ensefalitis: kesin
giriş yolu bilinmiyor. Solunum yolu gözler ve deri yolu ile girebilir. Merkezi
sinir sistemine kan ile geldiği sanılıyor. Hastalık immun yetmezlikle
alakalıdır. Başlangıçta baş ağrısı kişilik bozukluğu hafif ateş ile seyreder.
Zaman içinde koma ve ölümler şekillenir. Tanı;mikroskobi, kültür, deney
hayvanları ile yapılır. Tedavi; bilinmiyor. Korunma; durgun kirli sularda
dikkat edilmesi gerekiyor. ??
Acantomoeba: ocular keratitis
Predispozisyon:
·
Göz
travması
·
Kontakt
lens (kontamine solusyon)
Semptomlar:
·
Gözde
ağrı
·
Kornea
lezyonları
Tanı:
·
Kornea
kazıntısında amiplerin görülmesi
Tedavi:
·
Genellikle
başarısız
·
İntraconazol
etkili, klorhekzidin
·
Korneal
graft
Serbest Yaşayan Patojen Amipler: ,
• Hartmenella
castellani: Toprak ve su
• Naegleria gruberi, N. fowleri, N. invadens
• Durgun su, göl, nehir, havuz (Çekoslavakya),
kaplıca
• Primer amebik meningoensefalitis (PAM)
• Türkiye’de tespit edilmiştir.
Naegleria fowleri:
İnsana bulaşma;
-
Trofozoitler havuzdan burun mukozasına
-
Daha sonra koku sinirleriyle beyine gider
Primer amebik meningoensefalit: İnkubasyon
5-6 gün.Semptomlar sıcak
veya durgun suda yüzmeyi takiben bir kaç günde oluşur.Enfeksiyon burun veya nadiren gözden .Semptomlar:Baş ağrısı,Durgunluk,Koordinasyon
bozukluğu,Koma. Akut klinik
seyir:4-5 günde ölüm,Trofozoitler
spinal sıvıda görülebilir. Ancak tanı genellikle postmortemdir.Amphotericin B’nin tedavi
COCCİDİOSİS’E GİRİŞ
EİMERİİDAE AİLESİ :
EİMERİA : Sporocyst
( 4 ) , Sporozoit ( Her Sporocyst içinde 2 adet )
ISOSPORA : Sporocyst
( 2 ) Sporozoit ( 4 ‘er adet )
WENYONELLA : Sporocyst
( 4 ) Sporozoit ( 4’er adet )
TYZZERİA : Sporozoit
( 8 )
Eimeria oocysti Isosopora oocysti
EİMERİDAE AİLESİ
Biyolojik gelişmeleri direktir( monoksen ). Eimeria’lar ot
yiyenlerde yani ruminant , tek tırnaklı , domuz ve kanatlılarda ) gözlemlenir.
Isospora’lar karnivorlarda. Tyzzeria ve Wenyonella kanatlılarda gözlemlenir.
Türleri spesifiktir. Miks enfeksiyonlarda genellikle görülürler. Sindirim
sistemine yerleşirler. Barsak , karaciğer ve böbrek coccidiosisine neden
olurlar.
EİMERİA CİNSİ
COCCİDİOSİS
Konakları genellikle ruminantlar ve kanatlılardır. Çoğu tür
sindirim kanalı epitel hücrelerin içine yerleşir. Eimaria stiedae karaciğer ve
safra kanallarının epitellerine , eimeria truncata böbrek tubulus epillerine
yerleşir. Genellikle intrasitoplazmikdirler.
EİMERİA MORFOLOJİSİ –
SPORLANMIŞ OOCYST
YAŞAM ÇEMBERİ
ISOPSORA CİNSİ
Karnivorlarda ve kanatlılarda bulunur. İnce barsaklara
yerleşir. Sporlanmış ookistlerin iki adet sporakisti ve her birinin içerisinde
4 adet sporozoit vardır.
CYSTOİSOSPORA
İsospora cinsi içinde değerlendirilirler. Karnivorlarda
bulunur. Isosporoid oocystleri vardır. ancak biyolojik gelişmeleri farklıdır.
Biyolojik gelişmelerinde arakonak kullanabilirler. Alınmış oocystlerden serbest
kalan sporozoitler taşıyıcının dokularında kistlenir ve konak bu taşıyıcıyı
yiyerek enfekte olur. Paratenik konak fare , rat , ruminant , ve karnivorlar
olabilirler. Kist içinde tek bir parazit olduğu için monozoik kistlerdir.
Gelişme olmadığı için dormozoit yada hipnozoit adı verilir.
COCCİDİOSİS GENEL
Eimeria ailesindeki özellikle eimeria ve ısospora cinsindeki
türlerin neden olduğu enfeksiyonlara verilen isimdir. Bu türlerin konak
spektrumları dardır. Coccidia etkenleri tür spesifiktirler. Monoksen
parazitlerdir ve monoksen gelişme gösterirler.
Bulaşma : enfeksiyon sporlanmış ookistlerin ağız yoluyla
alınmasıyla oluşur. Bulaşmada gıda ve sular önemlidir. Altlık ve yemliklerin
durumu risk faktörüdür. Bazı ısospora türleri ( Cystoisospora ) taşıt
konakların yenmesiyle de bulaşabilmektedir.
Bağışıklık : genellikle türe özgü immun yanıt gelişir.
Çapraz bağışıklık oluşmaz. Bağışıklık parazit var olduğu sürece devam eder.
Parazitin kaybolması ile bağışıklık da kısa sürede ortadan kalkar. Oluşan
bağışıklılığın derecesi de türlere göre farklılık gösterir. Erişkinler daha
önce geçirmesi sebebi ile bağışıktır. Sporlanmış ookistler ile tekrardan
enfekte olunmazsa enfeksiyon sona erer. Bağışıklılığın devamı için
reenfeksiyonlar şarttır. Oluşan immun yanıt parazitlerin çoğalma ve gelişme
gücünü azaltır. Erişkinlerde bağışıklık oluştuktan sonra ookist miktarında bir
azalma gösterir. Reenfeksiyonların olmaması , stres ve immun yetmezlik
durumlarında erişkinlerde şiddetli seyredebilir. Hücresel ve humoral bağışıklık
vardır. immun yanıt iki yolla oluşur.
1-
Extracellüler sporozoit ve merozoitlere karşı
nötralize edici antikorların üretimi için yardımcı T-hücreleri ile ,
2-
Hücre içindeki dönemlerin çoğalmasını durduran
lenfokin gibi maddelerin salınması gibi hücresel yolla.
Patogenezis : Sindirim kanalında türlere göre lezyonlar
oluşur. Gençlerde patojendir. Patolojik bozukluklar parazitin şizogoni
dönemiyle ilgilidir.
Bağırsaklarda epitel tabakanın dökülmesi , bazen villusların
kopması ve bağırsağın düz boru halini alması, mukozalarda kanamalar ve serum
proteinlerinin bağırsak lümenine aklması , bağırsak peristaltiğinin bozulması ,
yukardaki olaylara bağlı olarak absorbsiyon bozukluğu , dehidrasyon ve ağırlık
artışında azalma veya kilo kayıbı meydana gelir.
Klinik belirtiler : bazen kanlı olabilen ishal ve kilo
kayıbı , halsizlik. Şiddetli
enfeksiyonlarda ölümler görülebilir. Ookistin az olması veya patojenitesi az olmasına
bağlı klinik semptom göstermeyebilir ( subklinik enfeksiyon ). Bu durumlarda genellikle kilo artışında
azalma olarak seyreder.
Enfeksiyonun şiddeti üzerinde ;
1-
Konağın bağışıklık durumu
2-
Alınan sporlanmış ookist sayısı
3-
Enfeksiyonu yapan türün patojenitesi rol oynar.
Türün patojenitesini belirleyen faktörler ;
1-
Merogoni sayısı ile marogoni dönemleri sonunda
oluşan merozitlerin sayısı
2-
Coccidia etkeninin dokuda ve hücredeki yerleşim
yeri.
Epizootiyoloji : Gençlerde sorun olur. Yaşlılar az sayıda
ookist çıkarırlar ve portör’dürler. Hayvanların kapalı veya yarı açık alanda
çok sıkışık halde ve kalabalık olması sorunu artırır. Ayrıca genç ve yaşlıların
bir arada tutulmasıda sorunu artırır. Sporlanmış ookistler oldukça dayanıklıdır
ve yıllarca canlı kalabilirler. İnsanlar ve diğer canlılar çiftlik ve kümesler
arasında ookistlerin yayılmasında rol oynarlar.
Tanı : Klinik belirtiler dikkate alınırlar. Kanatlılarda
otopsi yapılır. Dışkı muaynesi ile ookistler görülerek tanı konulabilir. (
Flotasyon , At ve Devede ise Sedimentasyon ) yapılır. Lezyon değerlendirmesi histopatolojik
preparatlar ile yapılır. Klinik bulgu olmasına rağmen dışkıda ookist bulunmaya
bilir. Bazı durumlarda dışkıda ookist vardır fakat klinik belirti gözlemlenmez.
Patojenite sizogoni dönemi ile alakalıdır. Miks enfeksiyon durumu oldukça
yaygındır.
Sağaltım : Kanatlı ve diğer hayvanlarda farklıdır. Klinik
vakalar tedavi edilir. Ancak hastalık çıkan sürüdeki hayvanlarda anticoccidiyal
ilaç kullanılmalıdır. Profilaktik ilaç kullanımı daha yaygındır.
Sağaltım amaçlı ilaçlar ;
1-
Sulfadimidine
2-
Diaveridine
3-
Nitrofurazon
4-
Nicarbazin
5-
Decoquinate
6-
Clopidol
7-
Monensin
8-
Diclazuril
9-
Robenidine
COCCİDİOSİS –
PROFİLAKSİ
Gençlerin yem veya sularına koruyucu amaçla ilaçlar
katılmalı , genç ve yetişkinler ayrı yetiştirilmelidir. Kalabalık yetiştirmeden kaçınılmalıdır.
Temizliğe oldukça dikkat edilmelidir. Altlıklar sık sık değiştirilmelidir.
Kümes hayvanlarında haftalık periyotlarla otopsi yapılmalıdır. Bakıcıların konu
ile alakalı bilinçlendirilmelidir.
SIĞIRLARDA
COCCİDİOSİS
-
Eimeria bovis*
-
Eimeria zuernii*
-
E.alabamensis
-
E.ellipsoidalis
-
E.cylindrica
-
E.bukidnonensis
İnce barsaklarda , sekumda ve kolonda gözlemlenirler.
Prepatent süresi 15-20 gündür. 2 nesik şizogoni gözlemlenir.
Epidemiyoloji : Kapalı veya yarı kapalı yetiştirmelerde
sorundur. Klinik coccidiosis başlıca 3 haftalık – 6 aylık arası buzağılarda
görülür. 2 yaşına kadar hayvanlarda daseyrek olarak klinik enfeksiyonlar
görülür. Bir yaş civarı besi hayvanları risk altındadır. Erişkinler enfeksiyon
kaynağı oluştururlar.
SIĞIRLARDA KIŞ
COCCİDİOSİSİ
Başlıca etkeni E.zuernii’dir. enfeksiyonun ortaya çıkmasında
alınan ookist sayısının bir önemi yoktur. Hastalığın oluşmasında rolü olduğu
düşünülen stres faktörleri :
-
Sütten kesme ,
-
Yer değiştirme ,
-
Yem değişikliliği ,
-
Çevre sıcaklığının düşmesi gibi
Stres faktörleri latent
enfeksiyonların ağır klinik enfeksiyonlara dönmesinde rol oynar.
SIĞIR COCCİDOSİSİ
KLİNİK VE PATOLOJİK BELİRTİLER
Hayvanlarda kilo artışında azalmalar , halsizlik , zayıflama
, Na ve Cl iyonlarının geçişlerinin engellenmesine bağlı rezorbsiyon bozukluğu
ve dehidrasyon oluşumu. Anemi tablosu şekillenir bağırsaklarda kanama olduğu
için. İshalle seyreden enteritis ve kollitis , Coccidia’da kanlı ishaller hatta
ölümler şekillenebilir. Nekropside tipik enterit , epitelyum bozuklukları ,
mukozada kalınlaşma , ve bapırsakların düz bir hal aldığını görebiliriz.
Teşhis : Flotasyon ile dışkının incelenmesi , dışkıda bol
miktarda ookist görülmesi ( 5000-10000 ve yukarısı ) Prepatent coccidiosis’ten
( dışkıda ookist çıkışından önce klinik tablonun , özelliklede ishalin
oluşması) şüphelenilirse dışkı frotilerinde merozoitler aranır.
Tedavi :
u Amprolium:
(25-65 mg/kg/p.o/günlük, 2 gün),
u Domuz
yavrularında profilaktik amaçla;
u Sulfamidin:
(1 g/10kg/p.o/, 3, 10 ve 17. günlerde),
u Toltrazuril
: (5 mg/kg/p.o/, yeni doğan hayvanlara 4. günde ve 10. günde),
u Destek
tedavi.
KOYUN VE KEÇİLERDE
COCCİDİOSİS
Koyunlarda :
E.ovinoidalis , E.bakuensis ,
E.ahsata , E.parva , E.faurei , E.intricata.
Keçilerde :
E.arloingi , E.ninakohlyakimovae
, E.christenseni
Koyun ve keçilerde etkenler
incebağırsak , sekum , ve kalın bağırsağa yerleşir.
Epidemiyoloji : Özellikle
12günlük-3aylık arasındaki kuzularda görülür. Özellikle dar alanda fazla sayıda
bulunan hayvanlarda problem olur. Gençlerin yaşlılar ile birlikte bulunmaması
gerekir. Gebe koyunlarda doğum öncesi ve sonrasında immun sistem düştüğü için
dışkıda çok fazla sayıda ookist atar ve buda kuzular için tehlikelidir.
Stres hayvanlarda hastalığa karşı drencin
düşmesini sağlar ve enfeksiyonun çıkmasını sağlar.
Klinik tablo: özellikle kuzu ve
oğlaklarda görülür. Klinik olarak ishal , depresyon , iştahsızlık ve ölüm
görülür. Mortalite %10’ kadar çıkabilir. Kilo artışı azalır , yemi ete çevirme
oranı düşer , yünün kalitesi bozulur. Lezyon olarak yerleşim yerine bağlı
olarak enteritis veya kollitis şekillenir.
Tanı : hayvanın yaşı , barınak
yem ve suyun hijyen durumu , ishalli hayvanların fazlalağı, dışkıda ookist
sayısının fazla olması.
Kontrol : Hijyen koşulları
düzeltilir. Dışkının en az 3 günde bir uzaklaştırılması ve yeme , suya
bulaşmamasını sağlamak gerekir. Anne ve yavruların ayrı yerlere alınması. Stres
şartları varsa ortadan kaldırılmalıdır.
Tedavi :
u
Sulfamethazin
(6o
mg/kg/ p.o/günlük, 5 gün),
u
Sulfadiazin + Trimethoprim
(25+5
mg/kg/ p.o/günde 2 defa, 5 gün),
u
Amprolium* + Ethopabat
(62.5+3.2
mg/kg/p.o/günlük, 14 gün),
u
Toltrazuril*
(20
mg/kg/p.o/günlük, 3-5 gün)
u
* Sütçü keçilerde kullanılmaz.
u
Destek tedavi (Dehidrasyona karşı sıvı tedavisi).
DOMUZLARDA COCCİDİOSİS
Isospora suis en patojen türdür.
E.debliecki ( en yaygın tür ) , E.scabra , E.polita , E.porci. Dünyada
yaygındır. Orta Avrupa’da prevalansı %60 lara varmaktadır. İnce barsaklara
yerleşir.
Domuzlarda coccidiosis klinik – patolojik
bulgular :
Yavru hayvanlarda ( 2 haftalık )
ve süt emme döneminde neonatal ishaller görülür. Özellikle ısospora suis
enfeksiyonlarında diyare belirgindir. Dehidrasyon vardır. Dışkı sarımsı renkli
, krema kıvamında ve kan damlacıkları içerebilir. Sekonder olarak ortaya çıkan
rotavirüs ve E.coli ile beraber mortalite %30 lara çıkabilir. Villus atrofisi
ve Villus kayıbı , fibronekrotik enteritis şekillenir.
Tedavi :
u
Amprolium:
(25-65 mg/kg/p.o/günlük, 2 gün),
u
Domuz yavrularında profilaktik amaçla;
u
Sulfamidin: (1 g/10kg/p.o/, 3, 10 ve 17.
günlerde),
u
Toltrazuril : (5 mg/kg/p.o/, yeni doğan
hayvanlara 4. günde ve 10. günde),
u
Destek tedavi.
ATLARDA COCCİDİOSİS
E.leuckarti , E.solipedium ,
E.uniungulata ; İnce barsak epitellerine yerleşir. Tüler patojen değildir.
Klinik diyare tartışılmalıdır. Tipik hastalık tablosu oluşmaz.
Klossiella equi : Böbrek
tubuluslarına yerleşir. Histopatolojide böbrek yangısı vardır.
Teşhis – Tedavi : Dışkı muaynesi
flotasyon ve sedimentasyon ( E.leuckarti için ) incelenir. E.leuckarti
ookistleri oldukça büyüktür. Klossiella equi için ; idrar sedimentasyonu ile
belirlenir. İçinde 10-15 sporozoit olan sporocystler görülür. Gerek duyulursa
sulfadimidinler kullanılır.
KÖPEK VE KEDİLERDE COCCİDİOSİS
Bağırsaklarda gelişen ookist
oluşumu ile sonuçlanan coccidia etkenleri ;
Isospora , Cryptosporidium ,
Toxoplasma , Neospora , Besnoitia , Hammondia , Sarcocystis.
Köpeklerde coccidiosis :
I.ohiensis* , I.neorivolta* ,
I.burrowsi* , I.canis .
Kedilerde :
I.felis , I.novocati , T.gondii , besnoitia
spp. H.hammondi , Sarcocystis spp.
Köpek – kedi patogenez & klinik belirtililer :
Klinik belirtiler gençlerde ve
immun sistemi baskılanmışlarda görülür. Ağır enfeksiyonlarda bazen kanlı
olabilen ishal vardır. Ateş, kusma , iştahsızlık , zayıflama , ve nadiren ölüm.
Enteritis , kollitis tablosu vardır.
Tedavi :
u
Sulfanamid grubu ilaçların trimethoprim
ile kombine kullanılması tercih edilir.
u
Sulfadiazine +trimethoprim
u
Sulfadoxine +trimethoprim
u
Sulfadimethoxine +trimethoprim
u
Sulfamethoxasole +trimethoprim
u
Ayrıca; furazolidone
TAVŞANLARDA COCCİDİOSİS
Karaciğer coccidiosis’i :
E.stiedai
Bağırsak coccidiosis’i :
E.perforans , E.media , E.piriformis , E.magna , E.irresidua.
Epidemiyoloji : Genç hayvanlarda
problemdir. Gıda,su ve kümes hijyeninin iyi olmadığı, dışkı kontaminasyonunun
olduğu yerlerde sorun şekillenir. Aşırı kalabalık yetiştirmelerde önem taşır.
Karaciğer Coccidiosis’i klinik ve patogenez :
Hayvanlarda karın büyümüştür.
Palpasyon ile KC’nin büyüdüğü hissedilebilir. İshal , zayıflama ve yüksek
oranlarda ölümler oluşabilir. İleri safhalarda ikterus gözlemlenir. Nekropside
KC 5-10 kat büyümüş gözlemlenir. KC’de beyz-gri nodüller vardır. Lezyonların
etrafı fibröz bir kapsül ile çevrilidir.safra keseside büyümüştür.
Tavaşanlarda Coccidiosis klinik
ve patogenez :
Gençlerde şiddetli enfeksiyona
maruz kaldıklarında ishal mukuslu veya kanlı olabilir. Hafif şiddetli olanlarda
enteritis veya kollitis şekillenebilir. Hayvanlar zayıflar. Ölüm ,dehidrasyon
ve sekunder infeksiyonlara bağlıdır. Bağırsaklarda hücre yıkımı olduğundan çok
sayıda ülseraston ve lezyonlar şekillenir. Sekum ve kolon suludur , koyu bir
içerikle doludur.
Tedavi :
u
Karaciğer koksidiyozunda;
-
Sodium sulphamerazine,
-
Sodium sulfaquinoxaline
-
Sulfamethoxine,
-
Robenidine hydrochloride,
-
Monensin
-
Bağırsak koksidiyozunda;
-
Nitrofurazon
-
Sulphaquinoxaline
Koruma kontrol : Günlük kafes
temizliği yapılmalıdır. İdrar ve dışkı ile kontamine olabilecek yem ve suların
uzak tutulması. Mekanik bulaşmada rol oynayan fare , kuş ve sineklerle mücadele
edilmelidir. Gençler ve yaşlılar ayrı konaklandırılmalıdır. Kafesler periyodik
olarak kaynar sodalı su ve sabunlu sularla yıkanmalıdır.
TAVUKLARDA COCCİDİOSİS :
-
E.Tenella ( sekum bölgesinde oluşur.)
-
E.necatrix ( İnce barsakların orta 1\3 ‘ünde
oluşur. )
-
E.acervulina ( Duodenumda oluşur.)
-
E.brunetti ( İleumun arka kısımında rectumda
oluşur. )
-
E.maxima ( İncebağırsaklarda )
Epidemiyoloji : Civcivlerde sorun olur , Yer tipi yerleştirmelerde
sorun olur. Kafes tipi yumurtacıklarda sorun yaratmaz. Kalabalık yetiştirmeler
, su gıda ve kümes hijyenine dikkat edilmemesi , yem ve suluklara sıklıkla
dışkı bulaşması.
E.tenella ‘da :
Sekal coccidiosis , sekum büyümüş
ve yangılıdır. Sekum duvarı kalınlaşmış ve içi ve duvarları kanlıdır. Hemorajik
enterit gözlemlenir , kanlı ishal vardur. Kilo artışında azalmalar ve ölüm
oluşur.
E.avervulina :
Sarımsı renkli sulu dışkı ve
ishal , dışkıda kan gözükmez. Duodenum duvarı kalınlaşmış , içeriği sarımsı –
mukusludur. Duodenum ve mukozada noktalar veya ağır enfeksiyonlarda enine
bantlar halinde gri-beyaz lezyonlar görülür.
E.necatrix :
İncebağırsaklarda etkilidir. Çoğu
zaman içinde kan olabilen ishal vardır. İnce bağırsağın orta 1/3’ünde değişik
derecede kanamalı lezyonlar vardır. Ölümler olabilir.
E.maxima :
Nadiren şiddetli enfeksiyonlar
oluşur. Barsakta peteşiyel kanamalar olabilir.
E.brunetti :
Kanlı olabilen dışkı , ileumun
son kısımı sekumun baş kısımları ve rektumda kanamalı lezyonlar oluşturur.
Klinik belirtiler ve patoloji : Enfekte alanlarda villus atrofileri
, kriptlerde hiperplazi , epitel tabaka dökülmesi , nötrofil ve mononükleer
hücre infilitrasyonu vardır.
Teşhis : hayvanların yaşı , kümesin hijyenik durumu , klinikte
kanlı ishal görülmesi , ağırlık artışında azalma , ölüm vakalarının görülmesi
ile coccidiosis sorusunu sorarırız ve kesin tanı nekropsi ile yapılır.
Kontrol : yemlik ve sulukların
dışkı bulaşmayacak kadar yüksek olması ve temizliği , kümes nem oranının
düşürülmesi , profilaktik amaçla antikoksidial ilaçlar kullanılması. Yetiltirme
tipine göre önlemler alınması gerekir. Yem ve su hijyenine dikkat edilmelidir.
Kümes havalandırılmalıdır. Kalabalık ve karışık yetiştirmeden kaçınılmalıdır.
Tedavi :
u
Genel kısımda verilen anticoccidiyal ilaç
gruplarından;
u
Sulfonamid grubu ilaçlar (Sulfadimidin…….)
u
Pyrimidine türevi ilaçlar (Amprolium……….)
u
Dinitro bileşikleri (Nicarbazin……)
u
Nitrofuranlar (Furazolidone……..)
u
Hydroxyquinolinler (Decoquinate…….)
u
Pyridinler (Clopidol)
u
Polyeter iyonofor antibiyotikler (Mpnensin……)
u
Triazintrionlar (Toltrazuril……)
Dikkat Edilecek Hususlar:
u
Genellikle yem ve içme suları ile verilir.
u
Kesimden 3-5 gün öncesi kullanıma son verilir.
HİNDİLERDE COCCİDİOSİS
-
E.adenoides***
-
E.meleagrimitis**
-
E.gallopavonis**
-
E.melagridis*
-
E.dispersa*
Dünyada ve TR’de görülür. Sekum ,
incebağırsak vekalınbağırsaklara yerleşir. Gençlerde palazlarda şiddetli
kanamalı lezyonlar ve ishale neden olur. Tüm özellikleri tavuk coccidiosis’i
gibidir.
KAZLARDA COCCİDİOSİS :
E.truncata** : Böbrek coccidiosis
, böbrek tubulus epitellerine yerleşir. )
Bağırsak coccidiosis : E.anseris
, E.kotlani , E.nocens
BÖBREK COCCİDİOSİS’İ :
Gençlerde klinik vakalarda görülür.
E.truncata çok patojendir. %100’e varan ölümlere yol açabilir. Enfekte
hayvanarda böbrekler büyümüş ve rengi solmuştur. Böbreklerde sarı-beyaz
nodüller vardır. Enfekte tubuluslar tahrip olmuştur. Lumenleri ookistler ve
üratlarla doludur. Üratlar normal büyüklüklerinin 5-10 katı daha fazla
büyüktür.
ÖRDEK COCCİDİOSİS :
E.anatis , E.danailova , Tyzzeria
perniciosa , Wenyonella philiplevinei , ince bağırsaklara yerleşir. Her üç
türde patojendir.
GÜVERCİN VE KANARYALARDA COCCİDİOSİS:
E.labbeana ( güvercinlerde ) ,
I.lacesei ( kanaryalarda ) görülür. Dünyada ve TR’de görülür. İncebağırsaklara
yerleşirler. Her iki türde patojendir. Mortalite %15-70 arasındadır.
İştahsızlık , az yem tüketme , fazla su içme isteği , zayıflık ve yeşilimsi
ishal vardır.
İNSANLARDA COCCİDİOSİS :
Isospora belli** : orta derece
patojen bir türdür. İshale neden olur.
I.natalensis : yaygın ve patojen
değildir.
Ayrıca heteroksen gelişen protozoonlardan
insanların son konaklık yaptığı : Sarcocystis suihominis , S.bovihominis
Enfekte çiy et yendiğinde 24 saat içinde karın ağrısı , kusma ve ishal görülür.
CRYTOSPORİDİOSİS
İmmun yetmezlik durumunda
kendilerini gösterirler. Zoonotik bir hastalıktır. Gençlerde daha şiddetlidir.
Diyareye sebep olurlar.
C.parvum(memelilerde : tip1 insan
, tip2 ruminantlarda)
C.muris(memeli)
C.andersoni ( memeli ve insan )
C.hominis (tip1 insan )
Sığırlarda C.parvum
incebağırsakların son bölümünde neonatal diareye sebep olur. C.andersoni
abomasumda bulunur ve sütten kesikmiş buzağılarda gözlemlenir. Az patojendir.
Parazitler epitel hücrenin
mikrovillusların bulunduğu yerlere yerleşir. Parazit hücrenin dışında yer alır.
Sindirim yolunda bazende solunum yolunda gözlemlenir. Özellikle ileumda ve
jejenumun arka kısımında epitellerin villusları arasında oluşturulan
parazitofor vakuol içinde bulunurlar. Ookistlerin içinde 4 adet sporozoit
vardır. Sporokist bulunmaz. Autoenfeksiyon vardır. Bazı ookistlerin çeperleri
incedir ve henüz dışarı atılmadan açılır ve ookist canlıyı tekrardan enfekte
eder. Bu etkende enfekte dönem dışarı atılmadan enfekte halde olan ookisttir.
Epidemiyoloji : Göletler , yüzey suları ve
şehir şebeke suları baş rolleri oynarlar. Ookistler dış ortama ve
dezenfektanlara karşı dirençlidir.
Patogenez :
C-parvum(intestinal)
: Villuslarda
atrofi , kript hiperplazisi yapar. Aşırı epitel yıkımı söz konusudur.
C.baileyi(intestinal):
tavuk ve
hindilerde cloaca ve B.fabricus etkilenir.
C.andersoni(abomazum
) : Gastrik
peptik bezleri enfekte eder ve dilatasyona neden olurlar.
C.baileyi ( solunum yolu ) : Ookistler inhalasyon yolu
ile alınır.
Mukocilial hücreleri etkiler , hava kesesi yangısı ve pnömoni ile sonuçlanır.
Klinik ve
patolojik bulgular : gençlerde immun yetersizliğe bağlı olanlarda ishalle seyreden neonatal
bir hastalıktır. C.parvum patojen bir etkendir. 1-2 haftalık buzağı ve
kuzularda rastlanır. Pis kokulu sarı-sulu bir ishal vardır. Süt ishali ile
karışmaktadır fakat süt ishalinde pis bir koku şekillenmez. Kilo kayıbı
dehidrasyon vardır. Mortalite %100’lere varmaktadır.
Teşhis : Dışkı muaynesi yapılır. Giemsa
, safranla , karbolfuksin ile boyamalar. Modifiye asit-fast boylar ilede
boyanabilir. Dışkıdaki patojenin DNA’sı PCR ile de tespit edilebilir. Ölüm
olaylarında bağırsaklardan histopatolojik preparatlar hazırlanabilir.
Tedavi : Paromycine , Lasalocid Na (
toksik etki yapar ) , Halofuginon , ve klinikte destek tedavi uygulanmalıdır.
Koruma-kontrol :
Su kaynakları
büyük risk oluşturduğundan önlem alınmalıdır. Gençler ayrı bölgelerde muhafa
edilmelidir. Kolostrum oldukça önemlidir. Zoonotik olduğu unutulmamalıdır.
TOXOPLASMA GONDİİ ENFEKSİYONLARI
Son konakları kedi ve
kedigillerdir. Yerleştikleri yerler ise incebağırsaklardaki epitel
hücreleridir. İnsan ve son konak kediler dahil 300 kadar omurgalı hayvanlar
arakonaklık yaparla. Enfeksiyonun başında tachizoitler vücuttaki tüm hücrelere
yerleşebilmektedir. Nadiren eritrositlerede yerleşirler. Daha sonra doku
kistleri oluştururlar. En önemli zoonoz hastalıklardan birisidir. Zorunlu hücre
içi parazitlerdir. Heteroxene gelişim gösterirler. Av-avcı yaşam döngüsü
vardır.
3 adet formu bulunmaktadır.
1- Oocyst
: Son konak olan kediler tarafından atılırlar. Sporlanmamış ookistler dışkı ile
dışarı atılır. Ookistler dışarıda sporlanır. İsospora tip yumurtalardır.
2- Tachizoit
Form : Mekik , yarım ay , hilal şeklinde gözlemlenirler. Arakonaklarda ve
kedilerde de gözlemlenebilir.
3-
Doku kistleri : İçinde hilal şeklinde bradizoit
yada kistozoitler bulunur. İçi bölmelerle ayrılmamıştır. Kist oldukça büyüktür.
BiYOLOJİ ( TOXOPLASMA
GONDİİ) :
1-
İntestinal dönem ( Seksuel Dönem ) : Sadece
kedilerde ve kedigillerde gözlemlenir. İncebağırsakların epitel hücrelerinde
merogony ve gametogony şekillenir. Sporogony doğada olur.
2-
Ekstraintestinal dönem ( Akseksüel Dönem) : Kist
oluşumu ile karakterizedir. Çoğalma endodyogenie ( içe tomurcuklanma )
şeklindedir.
a)
Tachyzoite dönemi : çekirdekli bütün hücrelerde
çok hızlı çoğalırlar.
b)
Bradyzoite dönemi : çizgili kaslar , beyin ,
gözde kist oluşturma dönemidir.
Merogony ve gametogony
: kedilerin ince bağırsak epitel hücrelerinde 5 dönem merogony ve
gametogony şekillenir. Dışkı ile sporlanmamış ookistler dışarı atılır ve
sporlanma toprak olur. 2x4 ( 2 sporokist ve her birinde 4 adet sporozoit )
şekillenir.
Tachyzoit dönem : Arakonakta
çekirdekli her hücrede gelişim gösterirler. Hızlı çoğalma gösterir ve vücuda
yayılırlar. Akut toxoplasmosis dönemidir.
Bradyzoite dönemi : Durgun
dönemdir ve yavaş çoğalma söz konusudur. Ara konaklarda beyin ve çizgili
kaslarda kist şeklinde bulunurlar. Kronik toxoplasmosis dönemidir.
YAŞAM ÇEMBERİ
Kedi ve kedigillerin dışkısı ile sporlanmamış ookistler
dışarı atılır. Doğada 2x4 şeklinde sporlanan ookistler enfektiftir ve
arakonaklar tarafından kontamine besin yolu ile alınır. Kedilerin beslenmiş
olduğu kemirici ve kuş türleri bu enfekte ookistleri alır ve vücudunda
tachyzoit dönemi geçiriler. bu tachyzoitler hızlıca çoğalır ve vücuda
yayılırlar. Daha sonra immun yanıt gelişir ve bradizoit denen evre başlar bu
evrede arakonaklarda kist şekillenmesi
başlar. bu kistlerin son konak olan kediler tarafından alınması ile tekrardan
döngüyü tamamlar. Bazı durumlarda kedilerde arakonak olurlar fakat bu ara
konaklık vakitinde, ookist atma söz konusu değildir. Enfekte gıdalarla veya çiğ
yada az pişmiş etlerle , çiğ keçi sütü yada kedi kumu değişimi sırasında fökal-oral
yol ile alınan ookistler insanlardada enfeksiyon şekillendirir. Ayrıca vücutta
herhangi bir sıyrık oluşumu durumunda bu enfekte etlere dokunmayla bile bulaşım
söz konusudur.Kadınlar büyük risk altındadır ki bu etken plansetal yol ile
yavruya geçişi vardır. Çok nadirende olsa insanlara kan nakli ile de bu etken
bulaşabilir. Kedilerde yavrularına
aktarım söz konusu değildir.
·
Kistler konakta uzun yıllar boyunca
kalabilirler. Herhangi bir immun yetmezliği sonucunda kistler tachyzoit formuna
dönüşebilir ve aniden akut enfeksiyonlar şekillenebilir. Sığırlarda ise 1 yıl
sonunda kistler kireçlenme eğilimi gösterirler.
·
Ookistlerin dışarıda sporlanma süresi 24C’de 2-3
gün kadardır.
EPİDEMİYOLOJİ: Ookistler
dış ortamda sporlanılar. 18 ay kadar canlı kalabilirler. Doku kistleri
konaklarda yıllarca canlı kalabilir. Tachyzoitler konaklarda belirli bir süre
vardır ve sonrasında kaybolurlar. Ayrıca bunlar dış ortamda birkaç saatten
fazla yaşayamazlar. Hayvanlar ve insanlar gebelikleri sırasında enfeksiyona
yakalandıklarında meydana gelen tachyzoitler intrauterin yolla yavruda
konjenital enfeksiyona yol açarlar. Tachyzoitler bütün vücut sıvılarında
bulunurlar ve süt ilede dışarı atılırlar. Doku kistleri bağışıklılığın devamını
sağlar ve arakonağı reenfeksiyonlara karşı korurlar.
KLİNİK PATOLOJİK
BELİRTİLER
1-
Akut toxoplasmosis : Arakonaklarda tachyzoitler
hızlıca çoğalırlar ve hücrelerden dışarı çıkarken hücreleri patlarak hücre
tahribatına neden olurlar. Önemli bulgular ise ateş yükselir ve lenf
yumrularında şişme gözlemlenir.
2-
Kronik toxoplasmosis : Bradizoitler hücre içinde
yavaş çoğalırlar ve hücre tahribatı söz konusu göstermezler. Klinik belirti
yoktur. Kistler konakta immun yanıtın devamlılığını sağlarlar.
3-
İnsanlarda : Konjenital , postnatal , nükseden
toxoplasmosis tipleri görülebilir. Daha önce enfekte olmuş kadınlar
enfeksiyondan etkilenmez ve normal doğum yaparlar. Daha önce parazitle
karşılaşmamış olanlarda tachyzoitler intrauterin yolla yavruya geçer ve
genellikle fötus ölür , düşük şekillenir. Gebeliğin ortalarından sonra
enfeksiyona yakalananlarda düşük durumu azalır. Yavrunun enfekte olması
durumuna konjenital toksoplazmozis denir. Doğan çocuklarda ensefalitis görülür.
Sarılık ve hapatomagali vardır. Çocuklarda zekaca geri kalırlar ve göz
bozukluklarıda vardır.
İnsanlarda postnatal toxoplasmosis : genellikle
asemptomatiktir. En yaygın klinik formu lenfoadenopatidir. Ekzantemli form ,
serobrospinal form , oftalmik form.
-
Koyun ve keçilerde bazen akut hastalık yapar.
Geç dönem abortları vardır. Zayıf kuzular göze çarpar ve pyometra şekillenir.
Sığırlar daha dirençlidir.
-
Koyun ve keçilerde klinik ve patolojik
belirtiler: daha önce enfekte olmamış koyunlar gebe kaldıklarında perinatal
kuzu ölümleri görülür. Enfeksiyonun gebeliğin ilk 2 ayı içinde olursa abort dikkati
çekmez. Gebeliğin ortalarında olursa çoğunlukla abort şekillenir. Fötuslarda
başlıca lezyon ensefalomiyelitis’tir. Kotiledonlarda
fokal necrosis koyunlarda görülen karakteristik bir bulgudur.
-
Köpeklerde distemper ile birlikte miks
enfeksiyon olarak seyreder.
TANI : kedilerde
dışkıda ookist görülmesi sonucu tanı konulabilir. Koyun ve keçilerde ise atık
durumunda plasenta lezyonları , cotyledonlarda yangı vardır. Buradan yapılan
preparatlarda tachyzoitler görülür.
TEŞHİS : Sabin-feldman boya testi yapılabilir.
IgM-Elisa ( akut dönemde ) IgG-Elisa ( kronik dönemde) , nekropside kistler
görülür. Koyunlarda kotiledonlardaki fokal nekrozlar , kedi dışkısından
flotasyon yaparak ookist görme.
TEDAVİ : Sulfadiazine+Pyrimethamine
, koyunlarda sulfonamidler kullanılabilirler. Yeni zellendada ve İngilterede
koyunlara aşı uygulanmaktadır.
KORUMA: Et ve
sütün 60 dereceden fazla ısıda pişirilmesi ve ısıtılması , el temizliği
önemlidir. Kedilerin kumları 24 saatte bir temizlenmelidir. Kedilerin avlanması
engellenmelidir. Koyu ve keçi sürülerinden uzak tutulmalıdır.
KONTROL : Kanser ilaçları, kortizon
preparatlarının uzun süre kullanımı
durumlarında kronik toxoplasmosis yönünden serolojik olarak test yapılmalı ve
durum bilinmeli.Hamile kadınlar daha dikkatli olmalı, çıplak elle
et, sakatat gibi yiyeceklere dokunmamalı, sebzeler iyice yıkanmalı,Kadınlar
hamile kalmadan önce toxoplasmosis testi yaptırmalıdır.
Başarılar…
Yorumlar
Yorum Gönder