HELMİNTOLOJİ ÇALIŞMA NOTLARI


ECHİNOCOCCUS GRANULOSUS GRANULOSUS
YAYILIŞI: E.granulosus granulosus yurdumuz dahil Dünya’nın birçok yerinde görülür.
MORFOLOJİ: Erişkinleri başta çift sıra dikenli bir rostellum bulunur. Halka sayısı çoğunlukla 3 adettir. Son halka, gebe halka olup vucut uzunluğunun yaklaşık yarısı kadardır.Taenidae ailesinin genel morfolojik özelliklerini gösterir.
YUMURTASI: Taenidae ailesinin yumurta özelliğini gösterir.
LARVASI: Hidatid kistin morfolojik özelliği cestodları genel özellikleri kısımında anlatılmıştır.
SON KONAK: Köpek , yabani caninea ( tilki hariç ). Son konakta İncebağırsaklara yerleşir.
ARA KONAK: Ruminant , deve , tavşan , domuz , insan , maymun , kanguru , bazen kanguru.
Larvası olan kist hidatit başlıca karaciğer ve akciğer arasıra diğer organlarda görülür.
YAŞAM ÇEMBERİ*: Son konak protoskoleksli kist taşıyan organları yiyerek enfekte olur. Sonkonağın ince bağırsaklarında sindirilen bu organlardan serbest kalan her bir protoskoleksten bir adet parazit gelişir. Parazitler en erken 5 haftada şeritler haline gelir. Bu şeritlerin son konakta yaşama süresi 2 yıldan fazladır. Erişkin parazitten hergün bir gebe halka koparak dışkıyla dışarı atılır. Atılan bu halkaların içindeki enfektif yumurtalar , halkaların parçalanması ile etrafa dağılır. Arakonaklar su veya yiyeceklerle enfektif yumurtaları alır. Arakonağın incebağırsağındaki enzimler yumurtanın kütiküler tabakayı parçalar ve onkosfer serbest kalır. Serbest kalan onkosfer incebağırsak duvarını delerek kan yoluyla karaciğere , lenf yoluyla akciğere ve buradanda akciğer kapillar damarlara geçebilirse büyük dolaşıma girerek diğer organlara giderler. Herbir onkosferden bir kist oluşur ve kistler geç gelişir. İçlerinde protoskolekslerin oluşması için yaklaşık 5-6 ay süre gerekir. Burada bir yumurtadan bir kist gelişmiştir. Bu kistin içinde aseksüel çoğalma biçimlerinden tomurcuklanma ile binlerce protoskoleks oluşur. ( poliembriyoni )
-          Kistler makroskopik olarak iki tipte görülür. Bunlar uniloküler kist ve multikistik ( multiveziküler ) kist tipleridir.
PATOJENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER: ERİŞKİN ŞERİT’İN son konağa önemli bir zararı yoktur. Binlerce erişkin parazit bile köpekte herhangi bir klinik belirtiye yol açmaz.LARVALARIN arakonağın karaciğer ve akciğerde bulunduğu durumlarda kistler küçükken herhangi bir klinik belirti görülmez , fakat verim kayıpları ortaya çıkar. Enfeksiyon mezbaha’da belirlenir , kistler büyürse basınç sonucu klinik tablo şekillenir. Karaciğerde bulunan kist hayvanda sarılığa sebep olur. Akciğerdeki kist kronik bronkopnömoni semptomlarına , Kalpteki kist kalp yetmezliğine , Beyindeki kist ensefalitise , Kemiktekiler iskelet bozukluğuna topallığa kemik kırılmalarına ve Ağır enfeksiyonlarda anemi ve kaşeksi tablosu şekillenir. Kist patlar ise bir protoskoleskten bir kist ( sekonder kist ) şekillenir ve Tip-1 aşırı duyarlılık reaksiyonu bağlı anaflaksi gelişir. Kiste karşı oluşan antikor glormerüllere birikir ( glomerülonefritis) ( Tip-3 aşırı duyarlılık ) şekillenir.

 HİDATİDOZUN YAYILIŞINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER:
a)      PARAZİT: 1-Atılan halka sayısı az , genellikle günde bir tane. 2- Gebe halkadaki yumurta sayısı az ( 400-1000) 3- Sonkonakta erişkin sayısı fazla 4- Yumurta çevre koşullarına dayanıklı. Nemli ortamlarda 1 yıl kadar canlı kalabilir. 5- Arakonakta larvanın yaşama süresi uzun olması 6- Arakonakta kist ve protoskoleks sayısının fazla olması.
b)     ARAKONAK : Koyunlarda fertil kist , sığır ve domuzda steril kistin fazla derecede bulunması.
c)      ÇEVRE : 1- Son ve arakonaklık yapabilecek evcil ve yabani hayvanların sıklığı yani birbirine yakınlığı. 2- Ülkeler arasında kontrolsuz hayvan geçişlerinin olması. 3- Enfekte organların imha edilmemesi ortalıkta serbest halde bulunması. 4- İnsanların bu konu hakkında bilgilendirilmemesi yayılmasına etki eden faktörler arasında yer alır.
EPİZOOTİYOLOJİK ÇEMBERLER: Yaşam çemberi , kasaplık hayvan-köpek ( kırsal çember ) veya yabani Canidaeler ve yabani ruminantlar ( orman çemberi ) arasında tamamlar.
-          Kırsaldan ormansal çembere geçiş yolları ; 1- Kistli evcil ruminantların yabani Canidae’ler tarafından yenilmesi sonucu 2- Enfekte köpeklerin ormanlık alanda avlanması sonucu.
-          Ormandan kırsala geçiş yolları ise ; 1- Evcil hayvan ormanda yabani Canidae yumurtası alması sonucu 2- Çoban köpeklerin ya kurtlara saldırması sonucu alması veya da yabani ruminant’ın kistli organları yemesi sonucu alır.
İNSANLARA HİDATİDOZUN BULAŞMA YOLLARI: İnsan enfeksiyonuna parazitin yumurtası neden olur. İnsanlar yumurtayı şu şekillerde alabilir:
a)      Enfekte dışkının gıda veya sularla bulaşması
b)      Enfekte toprak veya kumlarla
c)      Köpeklerin sevilmesi sırasında
d)      Enfekte dışkının toz haline gelmesiyle
e)      İntrauterin enfeksiyon
TANI: Hayvanlarda tanıya gerek yoktur. (İnsanlarda radyografi , CF , immunoelektroforez , Casoni intra dermal test). Köpekte erişkini belirlemek oldukça zordur. Gebe halka oldukça küçük bir şekilde bulunur. Bağırsaktaki paraziti atmak için Arecoline hydrochloride (1-2mg/kg). Dışkıyla halka yerine yumurtada dışarı çıkabilir. Yumurtaları Taenidae ailesinin yumurta tipinin aynısı şeklinde bulunur. Spesifik echinococcus anti-onkosferal monoklonal antikorlar parazitin yumurtalarını diğerlerinden ayırabilir. Nekropside köpeğin incebağırsağı açılır ve erişkin parazitler aranır. E.granulosus’a özgül kopro antijenler ELISA testi ile 7.günde tespit edilir.
SAĞALTIM: Erişkinlere karşı praziquantel 5mg/kg , Epsiprantel , bakıroksiklorit ( Tsestan 50 mg/kg) kullanılır. 48 saat gözeltim altında tutulur ve dışkılar toplanarak imha edilir. İnsanlarda sağaltım ise ya cerrahi yolla yada ilaçla yapılır. Kist sıvısı aspire edilir. Kist içine %2,5-10’luk formalin enjekte edilir ve kistin patlamamasına dikkat edilmelidir. İnsanlarda ilaç olarak Albendazole , Praziquantel , Mebendazole ve Floramebendezol kullanılır. Patlayan kistlerden sekonder kistlerin oluşmasını engellemek için Albendazol+ivermectin ve Albendezol+Praziquantel kombinasyonları kullanılmalıdır.
KONTROL: 1- Köpeklerin kistli organları yemesi engellenmeli 2- Köpeklerde erişkin şeride karşı ilaç kullanılmalı. 3- Köpek çiğ et veya sakatat yiyorsa 5 haftayı geçmeyen periyodlarla ilaçlama yapılmalıdır.
 ECHİNOCOCCUS M.MULTİLOCULARİS
MORFOLOJİSİ: E.g.granulosus’a benzemekle beraber 4-5 halkalıdır. Son halka vucut uzunluğunun yarısından kısadır. Larvaları multiloküler-alveoler kist olup kistlerin kütiküler membranı incedir. Kistler birbiri ile bağlantılıdır ve boşlukların içleri jelatin kıvamlı bir madde ile doludur bu maddenin içinde protoskoleksler vardır.
NOT: Kist , kütiküler membranın ince olması ve konağın bu kiste karşı fibröz kapsül oluşturmaması nedeniyle organ veya doku boşluklarının içine kolayca yayılır ve diğer organlara tümör gibi metastazlar yapabilir.
SONKONAK-ARAKONAK:  Son konakları kırmızı tilki , köpek , kedi arakonakları ise tarla faresi, insan ve diper memelilerdir. Kistler KC ve diğer organlara yerleşirler. Alveoler echinococcusis’e neden olurlar. Larvalara bazen son konak köpeklerin KC ve deri altında rastlanabilir. Alveoler kist genellikler fertildir ve prepatent süre E.grabulosus’tan kısadır. (4-5 Hafta )
YAŞAM ÇEMBERİ : E.g.granulosus’un yaşam çemberine çok benzerlik gösterir. Ayrıldığı noktalar şunlardır ;
a)      Bu parazitin ideal son konağı kırmızı tilkilerdir ancak köpek ve kedide sonkonaklık yapabilirler.
b)      İdeal arakonak tarla fareleridir bunlardaki kist fertildir arakonaklık yapan diğer memelilerde kist genellikle sterildir.
c)      Prepatent süre E.granulosus’tan kısadır 4-5 haftadır.
PATOJENEZ: Bu parazitin kistinin invazyon derecesi arakonağın bu kiste karşı göstermiş olduğu direnç derecesine bağlıdır. Tarla fareleri bu parazite karşı dirençli olduğundan bunlarda kistin yayılması (invazyonu) sınırlıdır. Buna karşın diğer hayvanlarda ve insanda kist duvarının ince olmasından ve yayılmasını sınırlayacak fibröz kapsül oluşmadığından kist buluncuduğu organın her yerine yayılabilir.
EPİZOOTİYOLOJİ:
1)      İdeal arakonak tarla fareleridir.
2)      Başlıca son konak tilki ve kurtlar
3)      Parazitin yaşam çemberi ormanda (silvatik) geçer.
4)      İnsan sonkonak dışkısıyla bulaşık su ve gıdalarla enfekte olur.
5)      Enfekte tarla faresi yiyen kedi-köpek enfekte olabilir. Bunların dışkıları insan için tehlike oluşturabilir.
TANI-KONTROL-SAĞALTIM:
1)      E.granolus’ta olduğu gibi tanı yapılır.
2)      Dışkıda parazit antijenleri ELISA ile bulunur.
3)      Dışkıda parazit DNA’sı PCR ile tanı oluşturabilir.
4)      Silvatik bir seyirde kontrol oldukça zordur.
5)      Yiyecekler yıkanarak yenilmelidir.
6)      Erişkinlere karşı praziquante 5mg/kg
7)      Epsiprantel 2.75mg/kg
ANOPLOCEPHALİDAE AİLESİ
MORFOLOJİSİ: Ruminant ve tektırnaklılarda önemlidir. Tavşan , güvercin , maymun , insanda yaşayan türleri vardır. Erikinlerde skolekste rostellum yoktur. Proglottitlerin(halkalar) eni uzunluğundan daha fazladır. Olgun halkada bir veya iki genital organ takımı vardır. Gebe halkalarda yumurtalar,yumurta kapsulleri ( keseleri ) veya paruterin organ içinde bulunur. Yumurtalar 3 kat zarla çevrilidir ve embriyofor armut biçiminde görünür. Yumurtanın dış şekli türlere göre farklılık göstermektedir. Arakonakları bazılarında oribatei grubu akarlardır.
ANOPLOCEPHALA PERFOLİATA- A.MAGNA:
a)      A.perfoliata: Erişkinleri 8 cm uzunluğunda 1-2 cm genişliğinde ve çekmenin altında küpe benzeri çıkıntıları vardır. Tektırnaklıların ince-kalınbağırsaklarında bulunur ve özellikle ileosekal valfte karşımıza çıkarlar.
b)      A.magna: Erişkinleri 80 cm uzunluğunda 2 cm genişliğindedir. Skolekste küpe benzeri çıkıntılar yoktur tektırnaklıların incebağırsağında görülür.
-          Yumurtalar 50 x 80 , yuvarlak piramit şeklindedir.
-          Arakonklar oribatei grubu akarlardır.
-          Sistiserkoyitleri , arakonak vucut boşluğunda bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ: Gebe halkalar dışkı ile dışarı atılırlar halkalar parçalanır ve yumurtalar serbet kalırlar. Yumutlar koprofaj (dışkı yiyen) olan arakonak akarlar tarafından alınır. Bunların vucut boşluklarında iki ile dört ay içinde sistiserkoyitler gelişir. Tektırnaklılar enfekte akarları otlarla birlikle yiyerek enfekte olurlar. Prepatent süre 1-2 aydır.
PATOJENEZ:
a)      A.magna: tektırnaklıların en patojen cestodudur. Ağır enf. Kataral-hemorajik enterit şekillenir bağırsak delinir ve akut peritonitten hayvan ölür.
b)      A.perfoliata: İleosekal valfte ülser şekillenir , delinme sonucu ölüm. Kronik vakalarda ülser çevresinde granülasyon dokusu oluşur. Bu doku bazen ileosekal deliği tıkar, rekürrent sanvı ve ölüm şekillenir. Fazla sayıda olurlarsa bağırsak tıkanmalarına ve 3-4 yaşındaki hayvanlarda daha şiddetlidirler.
KLİNİK BELİRTİLER: Ağır enf. Sindirim bozuklukları , ishal , halsizlik , zayıflık ve sancı bağırsak tıkanması , delinme sonucu ölüm.
EPİZOOTİYOLOJİ: Her yaştaki hayvanda, arakonak akarların aktif olduğu mevsimlerde  görülür. Yumurtaları merada don olmazsa 9 ay kadar canlı kalabilir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL: Dışkıda yumurta görerek tanı yapabiliriz. Mebendezole (15-20mg/kg)  ve Niclosamide( 50-88mg/kg) kullanılır. Kontrol olarak ise atlar , meraya çıkmadan önce uygun bir antelmentik tedavisi uygulanmalıdır.
 MONİEZİA EXPANSA VE M.BENEDENİ
MORFOLOJİ: Erişkinleri 200cm kadardır. Genişlik M.expansa’da 1.5 M.benedeni’de ise 2.5 cm kadardır. Skolekste rostellum yok ve çengelde bulunmaz. Halkaların genişliği uzunluğundan daha fazladır. Her halkada 2 takım genital organ bulunur. Olgun halkalar arasında interproglotidal bez vardır. Yumurtaları piramit veya tavla zarı şeklinde 55x75.
-          Moniezia expansa: Koyun , keçi , seyrek olarak sığır.
-          Moniezia benedeni: Sığır
-          Son konakta ince bağırsakta yerleşirler ve arakonakları oribatei grubu akarlardır. Larvaları sistiserkoyitler arakonların vucut boşluğunla bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ: Anoplocephala cinsindekiler benzer. Bunlarda yaşam süresi son konakta yaklaşık 3 ay , arakonakta ise yaşamı boyunca ( 1-2 yıl).
PATOJENEZ: Patojen etkileri azdır ancak 1 yaştan küçük hayvanlarda ağır enfeksiyonlarda hayvanlarda ishal , zayıflama , çırpınma ve solunum bozuklukları görülür. Parazit sayısı çok fazla ise ölüm , ya bağırsak tıkanmasından yada bunların ekstremitelerinin toksik etkisinden ileri gelir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL: Dışkıda gebe halka ve yumurta görülmesi ile tanı yapılabilir. Sağaltım amaçlı albendezole ( 10mg/kg) , Niclosamide ( 75-100mg/kg) kullanılabilir. Kontrol amaçlı arakonakların görüldüğü mevsimlerde periyodik ilaç uyulaması engekte meraya ertesi yıl genç hayvanların sokulmaması.
DİPYLİDİUM CANİNUM
MORFOLOJİSİ: Taenia’lardan kısa olup rostellum ileri geri hareket edebilir. Boyu 20-50 cm rostellumda 3-4 sıra çengel bulunur. Yumurta kapsül ( paket ) içinde ve her kapsülde 2-30 adet arası bulunur. Yumurta bulunan embriyoforunda radyal çizgi yoktur. Son konak olarak köpek,kedi,tilki, arasıra insanda incebağırsakta bulunurlar. Arakonak olarak ise pire ve bit arakonaklık yapar. Sistiserkoyitler arakonağın vucüt boşluğunda Dbulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ: Dışkı ile gebe halkalar dışarı atılır. Dışarı çıkan bu halkalar parçalanır ve yumurtalar serbet kalır. Yumurtalar arakonaklar tarafından alınır. Arakonakta serbest kalan onkosfer bunların vucut boşluğuna girerek sistiserkoyitler oluşur. Bitler bütün gelişme dönemini hayvan üstünde geçirdiği için hayvanın anüs bölgesindeki yumurtaları yiyerek enfekte olabilirler. Fakat pirelerde bu durum farklıdır. Erişkin pireler kan emicidir. Bu nedenle pireler  bu parazitin yumurtalarını ancak ağız organelleri çiğneyici larva zamanına ulaştığında alırlar. Parazitin arakonakta gelişmesinde sıcaklık oldukça önemlidir. Daimi parazit olan bitlerde 1 ayda gelişim tamamlanır pirelerde ise sıcaklığa bağlı olarak birkaç ayda tamamlanır. Pire kokondan ayrıldıktan sonra 2-3 gün içinde sistiserkoyit haline dönüşür. Son konak kendini temizleme esnasında bu enfekte bitleri yiyerek enfekte olurlar. Sistiserkoyitler ince bağırsakta serbest kalırlar. Sistiserkoyit skoleksini çıkararak bağırsağa tutunur ve erişkin hele doğru gelişmeye başlar. Prepatent süre 2-3 haftadır. İnsanlar ise kedi ve köpeklerini severken ellerine bulaşan enfekte arakonakları yanlışlıkla yiyerek enfekte olurlar.


PATAJONEZ VE KLİNİK BELİRTİLER: Erişkin şeritler , çok sayıda oldukarında ishal , kabızlık , zayıflama , çok sayıdaki parazit toksinleri konvulziyon , şiddetli epileptik nöbet , kusma yapabilir. Anüs civarına gelen hareketli halkalar , anal sifinkterde irritasyon ve kaşıntı yapar. Hayvan anüsünü yere sürter ,anal bezlerde yangı şekillenir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL: Parazit halkaları anüs çevresinde ve dışkıda görülür. Halkalar prinç tanesi ve kavun çekirdeğine benzer şekildedir. Ektoparaziter mücadele gerekir. 2-3 haftalık prepatent süre göz önüne alınarak şeride karşı 2 haftada bir ilaç uygulanmalıdır. Sağaltım amaçlı praziquantel 5mg/kg , Niclosamide 300mg/kg kullanılmalıdır.
DİLEPİDİDAE AİLESİ
AMOEBOTAENİA CUNEATA:
MORFOLOJİSİ: Evcil kanatlıların ince bağırsağında bulunur ve uzunluğu 4cm kadardır. Zincirdeki halka sayısı 25-30 adet halkalar üçgene benzerler. Rostellumda 12-14 adet sıralı diken vardır. Vanzutlarında çengel yoktur. Sistiserkoyitler yer solucunlarında görülür. Yumurta onkosferin dışında belirhin granüler tabaka vardır.
YAŞAM ÇEMBERİ: Sistiseryokitler yer solucanlarında bulunur 14 gün burada gelişir kanatlılar yağışlı havada yüzeye çıkan solucanları yiyerek enfekte olurlar. Prepatent süre 4 haftadır.
PATOJENEZ: Ağır enfeksiyonlarda enteritis ve verim kayıbı gözlemlenir.
DAVAİNEİDAE AİLESİ
DAVAİNEA PROGLOTTİNA:
MORFOLOJİSİ: Boyu 4mm kadardır. Rostellumda iki sıra halinde 94 adet çengelcik var çekmelerin etrafı 4-5 sıra çengelle çevrilidir. Strobila 4-9 segmentten ibarettir. Genital organ takımı tektir ve gebe halkada yumurta kapsülü içinde bir yumurta bulunur yumurtalar 40 um çağındadır. Tavuk,hindi,güvercin,bıldırcın,sülün,duodenumuna yerleşir. Arakonakları ise kabuklu ve kabuksuz kara salyangozlarıdır. Sistiserkoyitler arakonagın sindirim kanalında bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ: Gebe halka dışkı ile dışarı atılır. Halkalar aktif hareket yaparken yumurtalar saçılır. Yumurtalar arakonak salyangozlar tarafından alınır içerisinde 3 haftada sistiserkoyitler gelişir. Salyangoz 1 yıl kadar enfekte kalır. Bir salyangozda binden fazla sistiserkoyit bulunabilir. Son konak salyangozu yer enfekte olur. Prepatent süre 1-2. Son konakta 3 yıl yaşar.
PATOJENEZ VE KLİNİK B: Kanatlıların en patojen cestodudur. Nedeni ise ;
a)      Skolekslerinde çok fazla çengel var.
b)     Arakonaktaki sistiserkoyit sayısı çok fazladır.
-          Duodenum villuslarında hemoraji ve nekroz vardır.
-          Gelişen ödem nedeniyle mukozalarda kalınlaşma vardır. Duodenumun içinde fazla miktarda mukus bulunur. Ağır enf. Hemorajik enteritisten hayvan kısa sürede ölür.
-          Kronik seyirde enteritise bağlı olarak zayıflama , anemi ve kaşeksi sonucu ölüm.
EPİZOOTİYOLOJİ: Yumurtalar soğuğa ve kurağa dayanıklı değildir. Yumurtalar ve arakonaklar nemli sıcak ve gölgelikler yerlerde bulundukları için enfekte olma şansları fazladır.
RAİLLİETİNA CİNSİ
R.echinobothrida, R.cesticillus , R.tetragona türleri vardır. İncebağırsağa yerleşirler.
- Arakonakları Karınca, M.domestica , hamamböceği Coeloptera arakonaklarıdır En patojen türü R.echinobothrida bağırsakta skoleks etrafında 1-6mm çapında , ortasında kazeyidiye olmuş nödüller oluşur. Kanatlı tüverkulozu nodülleri  ile karıştırılabilir. Ağır enfeksiyonlarda enterit ve kilo , verim kaybı şekillenir.
YAŞAM ÇEMBERİ: Dışkıyla gebe halka atılır. Arakonaklar tarafından daha sonra alınır. Arakonakta sistiserkoyit gelişir. Son konak arakonağı yiyerek paraziti alır. Parazit ince bağırsakta erişkin hale geçer. . Prepatent süre 3 hafta kadardır. Parazitin yaşam süresi en fazla 10 hafta kadardır
*HYMENOLEPİS NANA*
MORFOLOJİSİ: Erişkinleri 2.5-4cm uzunluğundadır. Halkalar silindirik , emriyofor ile ayırt edilirler. Rostellumunda tek sıra halinde çengeller bulunur. Yumurtası ovaldir. Son konağı küçük kemiriciler bazı primatlar ve insanlardır. Son konakta ince bağırsağa yerleşir. Arakonak coleoptera türleri ve bazı pireler.
YAŞAM ÇEMBERİ: Hem direkt , hemde indirekt gelişebilen tek cestodtur.
-          Heteroksen: Dışkı ile atılan yumurtalar arakonak tarafından alınır. Burada sistiserkoyit gelişir son konak arakonağı yer sistiserkoyitler duodenumda serbest hale geçip erişkinler oluşur.
-          Monoksen: Dışkı ile atılan yumurtaları son konak alır. Dış otoenfeksiyon yolu ile alınır. Yumurta ince bağırsakta açılır. Onkosfer villusları delerek içeri girer ve burada 4.gün sistiserkoyitler gelişir. 6 saat sonra sistiserkoyitler villusu parçalayıp bağırsak lümenine döner. Burada erişkin hal alırlar. Prepatent süre değişir. Ratlarda 11-16 , farelerde 14-25 gündür.
-          Bulaşmanın diğer yolu içotoefensiyondur: Bu durumda son konakta bağırsaklarda parçalanan gebe halkalardan çıkan yumurtalar açılır ve onkosfer serbest kalır. Bundan sonraki gelişme yukarıda anlatıldığı gibi şekillenir.
PATOJENEZ:  İnsalarda özellikler çocuklarda görülür. Ağır enfeksiyonlarda iştahsızlık , kusma , ishal ve karın ağrısı oluşur. Enfekte farelerde ise büyüme yavaşlar kilo kayıbı oluşur.
TANI: Dışkıda tipik yumurta görmekle olur.
SAĞALTIM-KONTROL: Kontrolü oldukça zordur. Sıkı hijyen tedbirleri ve tekrarlanan sağaltımlar kontrolde esastır. Hamster ve ratlarda ilaçlar şunlardır ; niclosamide 200mg/kg , insanlarda niclosamide , praziquantel kullanılır.
HYMENOLEPİS DİMİNUTA
MORFOLOJİSİ: Küçük kemiricilerde çok yaygındır. Seyrek olarak insan ve köpeklerde görülebilir. Erişkinleri 2-6cm. Arakonakları esas olarak pireler ve un coleopteraları ve bazı insectlerdir. Hymonolepis nana’dan morfolojik ve biyolojik farkı;
1)      Skolekste rostellum bulunmaz.
2)      Yumurtalarda onkosferin her iki kutubunda bulunan düğmeciklerden iplikçikler çıkmaz.
3)      Yaşam çemberinde direkt gelişme yoktur.
*KANATLILARDA CESTOD ENFEKSİYONUN TANISI: Gebe halka küçük olduğundan gözden kaçabilir. Süzgeç üzerine konur ve üzerinden su geçirilip iyice yıkanır. Süzgeç üzerinde kalan kısım halkalar yönünden incelenir. Halka bulunduğunda lam üzerine alınır. Birkaç damla su konarak baget yardımı ile parçalanır. Lamel kapatılır yumurtalar incelenir. Ayrımlar yapılır ,tanı genellikle nekropside konulur. Bazı cestodlar çok küçük boyda oldukları için makroskobik bakıdan sonra mikroskobik olarak bağırsak mukoza kasıntısı incelenir.
*KANATLI CESTOD ENF. SAĞALTIM VE KONTROLÜ: İlaçlar ; niclosamide 50-100mg/kg , praziquantel ve albendezole kullanır. Arakonaklarla mücadele yapılabilir.
MESOCESTOİDAE AİLESİ
TÜRLERİ: M.lineatus , M.corti
MORFOLOJİ: Erişkin parazit boyu 30-250cm arasındadır. Skolekste rostellum yoktur. Halkalar karedir ve tekbir genital organ takımı bulunur. Genital delik diğer cestodlardan farklı olarak halkaların lateralinde değil dorsaline açılır. Yumurtaları oval ve ince kabukludur. 60X43 um tetratridyumlar bir cm veya daha uzundur. Yassı buruşuk yapıdadır ve ön kısımı geniş ara kısımı dardır. Ön kısımında dört çekmen taşıyan invagine bir skoleks bulunur. Son konakları kedi , köpek ,yabani car. , arasıra insan ince bağırsaklarına yerleşir. Arakonakları 1.Koprofaj coleopteralar ve oribatei grubu akarlardır. 2. Arakonakları ise son konaklarda dahil olmak üzere memeliler kanatlılar sürüngenler amfibilerdir. 2. Arakonakta tetratridyum ve didridyumlar çoğunlukla peritonda olmak üzere seröz boşluklarda serbest olarak ara sırada KC ve AC ‘de kistler içinde bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ : Son konaktan dışkı ile çıkan halkalar dışarda parçalanır ve yumurtalar saçılır. Daha sonra bunlar birinci arakonak tarafından alınır burada sistiserkoyitler gelişir. Daha sonraki gelişme iki yoldadır;
1)      SON KONAĞIN 1. ARAKONAKLA ENF: Bu durumda 1. Arakonağın yenmesiyle alınan sistiserkoyitler karın boşluguna geçer ve burada tetratridyum ve didridiumlar gelişir. Bir kısımı vucut boşluklarına geçer diğer kısımı ise bağırsak duvarını delerek bağırsağın lümenine gelir erişkin olurlar.
2)      SON KONAĞIN 2.ARAKONAKLA ENF: 1.arakonağı yiyen 2. Arakonaklarda sistiserkoyitler karın boşluğuna geçer tetratridyum ve didridiumlar gelişir. Enfekte 2.arakonakları yiyen son konaklar tetratridyum ve didridiumlar bağırsağa gelip erişkin olurlar. Bir kısımı bağırsak duvarını delip karın boşluğuna geçer karın boşluğuna geçenlerinde bir kısımı burada kalırken diğer kısımı ise tekrar bağırsak lümenine döner. Ve erişkin hale ulaşırlar. Son konağın tetratridyumlar ve didridium alması sonucu oluşan enf. Prepatent süre 16-20 gün. Yaşam çemberi hem m.lineatum hemde m.corti için geçerlidir. Fakat m.cortide bazı farklılıklar vardır bunlar;
-          M.cortide 2.arakonak daha ziyade kemiriciler ve kertenkelelerdir.
-          M.corti’de tetratridyumların eşeysiz olarak çoğala bilme yeteneği vardır. Uzunlamasına 2 ye bölünme şeklindedir. Bu çoğalma hem 2 ara konakta hemde son konakta olabilir.
-          M.cortide erişkin parazitte eşeysiz olarak çoğalabilmektedir.
PATOJENEZ: Erişkinleri zararsızdır ancak tetratridyum ve didridiumlar ileri enf’larda önemlidir. Köpek ve kedide şiddetli peritonitis ve asitese yol açar. M.corti’nin eşeysiz çoğalması patojenitede önemlidir.
TANI: Dışkıda halka görülmesi ve erişkin şerit tanısı yapılması.
KONTROL -SAĞALTIM: Car’larda erişkin şeride praziquantel 5mg/kg - farelerde tetratridyumlara mebendazole 100mg/kg – M.cortiye tam sağaltım yapılmaz. Kontorolü güçtür.
NEMATODA SINIFI
-          Doğada yaygındırlar , vucutları silindirik ve segmentsizdir.
-          Konakların sindirim kanalı ,doku ve vucut sıvılarında bulunur.
-          Serbest yaşayanlar sularda ,toprakta mikroorganizmalarda beslenirler.
MORFOLOJİSİ VE FİZYOLOJİSİ: Erişkinler slindirik ve vucutları kütikula ile örtülüdür. Dişiler erkeklerden büyük ve her iki ucu sivridir. Erkeklerin ön ucu sivri ve bursa kopulaktriks’leri bulunur. Vucut boşluğunda yüksek basınçlı bir sıvı vardır. kutikula bu sıvıya karşı koyar ve vucut sertleşir , şekil alır. Hareket sinuzoidal’dir. İç organlarda iplik şeklindedir.
KÜTİKÜLA DEĞİŞİKLİKLERİ:
1)      Taç yaprakları: Ağız kapsülünü kuşatan parmak çıkıntılar
2)      Boyun ve kuyruk papilleri: Parmak , diken benzeri çıkıntıdır. Dokunma duyusu ve kuyruk kanatlarını destekleyicidir.
3)      Boyun ve kuyruk kanatları: kutikülanın kanat biçiminde genişlemesi sonucu oluşur. Özefagus ve kuyruk bölgesinde yer alır.
4)      Baş ve boyun vezikülleri: kese şeklindeki şeffaf şişkinliklerdir.
5)      Bursa Kopulatriks ( çiftleşme kesesi ): Erkek nematodlarda kese içinde destekleyici kaburgalar vardır. Çiftleşmede dişiyi kavrar.
6)      Plak ve kordonlar: kutikula üzerindeki yapılardır.
SİNDİRİM SİSTEMİ: Sindirim kanalı boru şeklindedir. Ağızda başlar bazılarında 3 dudak bulunur ve yemek borusuna açılır. Storgyloidea üstailesinde ağız kapsüllü ve dişleri vardır.
YEMEK BORUSU: Özefagus nematodlarda farklı yapıdadır. Bursa kopulaktrikse sahip nematodlarda yemek borusunun arka tarafı şişkindir. Filariform özefagus denir. Ascarioidea üstailesindekilerde özefagustaki şişkinlik büyüktür ( bulbuslu özefagus denir.) Oxyuroidea üstailesindekilerde şişkinlikler özefagusun ön ve arkasında ( çift bulbuslu özefagus denir.) Spiruroidea ve Filarioidea üstailelerinde özefagus ön kısımı kaslı , arka kısımı bezlidir. ( kaslı – bezli tip özefagus) Özefagusun ön ve arka kısımı hafif şişkin ve ortası dar ( istmus) preparaziter dönem serbest yaşayanlarda bulunur. ( Rabditiform tip ).
-          Bağırsak boru şeklinde , lümende mikrovilluslar vardır. Mikrovillus hücrenin emilim yüzeyini artırır. Dişi nematodlarda bağırsak anüs ile erkeklerde kloaka ile sonlanır. Anüs subterminalde bulunur.
YUMURTALAR: Genellikle kapaksız , bazılarının bir veya iki kutubunda tıkaç vardır.
1)      Strongil veya strongilid tip: ince kabuklu, oval, çok blastomerli
2)      Askaridoid tip: kalın kabuklu tek blastomerli
3)      Oksiroid tip: oval , bir kenarı düz diğer kenarları dış bükey bir kutubunda tıkaç var içinde larva var.
4)      Spiruroid tip: içinde L1 var , kalın kabuklulardır.
5)      Trichuroid tip: limon biçiminde , kalın kabuklu , iki ucunda tıkaç bulunur.
6)      Rhabditoid tip: strongil tip yumurtaya benzer , daha küçük konağı ve nematodu terk ederse içinde L1 var.


LARVALAR: Ecdysis , gömlek değiştirme ( L1,L2,L3,L4,L5)
Larvalar 3 tipte incelenebilir; 1-mikrofiler: L1 dönemi Filaroidea takımında 2-Radtidiform : Özefagusu radtidiform biçiminde  3-Filariform larva: Özefagus filariform şeklinde
·         Nematodlar konaklarını dışkı , idrar , balgam ve kusmukla terk eder. Vivipar nematodların L1’leri ya vektör aracılığıyla yada konağın başka bir konak tarafından yenmesiyle terk eder. Yumurta ve larvaların gelişmeleri için optimum usu 18-27 C derecedir.
·         Arakonaklar: omurgasızlar , arakonakta son konak için enfektif larva gelişir.
·         Vektörler: parazitin kendileri için enfektif dönemini konaktan alır , konak için enfektif dönem oluşturur.
·         Konağa giren larvalar doğrudan yerleşim yerlerine giderler. Bazıları yaşadıkları organa yerleşmeden önce vucut içinde göç geçirir ve organ ve dokularda gömlek değiştirirler. Bağısıklık veya kötü koşullarda hipbiyoz , bağışıklığı kırıcı faktörler vardır ki bunlar gebelik , laktasyon , uzun süreli kartikosteroit tedaviler vardır. İnhibe larvalar aktive kazanarak transplasental veya galaktojen yavruya geçer ve gelişmelerini yavruda tamamlarlar.
TRİCHOSTRONGYLOİDE ÜSTAİLESİ(MİDE BAĞIRSAK KIL KURTLARI)
OSTERTAGİA CİNSİ: Ilıman iklim kuşağında ruminantlarda paraziter gastritisin en önemli etkenidir. Türleri;
1-      Ostertagia ostertagi ( genellikle sığırlarda bulunur.)
2-      O.lyrata
3-      O.circumcincta ( genellikle koyunlarda bulunur.)
4-      O.occidentalis
5-      O.trifurcata
6-      O.leptospicularis
7-      O.aegagri
8-      O.podjapolskyi
Erişkinleri kırmızı-kahverengi renktedir. Erkekler 7-8 dişiler ise 9-12mm , Ön kısımda iki küçük servikal papil bulundururlar. Dişilerde küçük bir vulva kapağı , erkeklerde bursa kopulatriksteki dorsal lob simetriktir. Spikulumlar türlere göre değişik morfolojik özelliğe sahiptir. Bu parazitleri midede veya bağırsakta aramayın , parazitler mukozada ve mukozaya yapışık bir halde bulunurlar.
YAŞAM ÇEMBERİ: Dişiler ovipardır. Yumurtalar dişiyi terk ettiğinde içinde çok sayıda blastomer bulunur. Dışkı ile yumurtalar dışarı atılır. Dış ortamda ki uygun sıcaklık ve rutubeti bulduğunda yumurta içinde L1’ler gelişir ve yumurtayı terk ederler. L1’ler büyür gömlek değiştirir ve L2’leri onlarda büyür ve L3’leri oluştururlar. Bu L3 larvaları enfektif dönemdir. L3’ler dışkıyı yağışın etkisi ile tertederler ve en yakın otlara göç ederler. Hayvanlar otlarla birlikte L3’leri alarak enfekte olurlar. Enfeksiyondan sonra L3’lerin üzerinde L2’den kalma kılıf rubenin alkali ortamında atılır. Bu kılıftan kurtulan L3’ler abomazum bezlerine girer , burada gömlek değiştirir ve L4 olurlar. Boyu 7 günde 5mm’ye ulaşır. Bunlarda geç dönem L4 veya L4’lerin son dönemi adını alır. L4’lerin son dönemleri gömlek değiştirir ve L5’ler oluşur. Bunlar büyür 8mm ulaşır ve enfeksiyonun 18.günü amobazum bezlerini terk ederek mukoza yüzeylerine gelirler. Burada eşeysel olgunluğa ulaşırlar. Prepatent süre 18-21 gündür.

SIĞIRLARDA OSTERTAGİOSİS: Paraziter gastroenteritis etkeni O.ostertagi’dir. bu hastalık hayvanlarda kilo kayıbı ve ishal ile karakterizedir. Meraya ilk kez çıkan buzalarda problem oluşturur.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER:
1.DEVRE ( 17.GÜNE KADAR) : Larva bez lümenine basınç yapar ; bez tabanı genişler tepesi armut şeklini alır. Mukus hücreleri çoğalır ( hiperplazi) , abomazum mukozası kalınlaşır , prime nodüller şekillenir. Gri-beyaz  ve ortaları göbeklidir. Göbeğin ortasındaki delik , bez lümene açılır. Bez epitelinde enzim (pepsinojen) salgılayan , zimojen ve asit salgılayan (HCl)  pariyetal hücreler bulunur ve bunlar mukus hücrelerine dönüşür ( metaplazi). Abomazum pH’sı ve plasma pepsinojen düzeyi yükselir. Abomazum mukozasının fizyolojik foksiyonunda önemki bir değişiklik görülmez.
2.DEVRE (17-35 GÜNLERİ ARASI): Larvalar bu aşamada bezleri terk ederler ve sekunder nodüller oluşur. Abomazum mukozası kalınlaşır ve bez epitelyum hücreleri arasındaki bağlantı kopar. Parietal hücre’ler mukus hücresine dönüşürler , HCl salınımı yoktur. Abomazum pH’ı 2-3 iken 7’ye kadar yükselir. Abomazumda bakteriler çoğalmaya başlar ve ishal şekillenir. Ortamda HCl olmadığından pepsinojen pepsin hale geçemez ve protein sindirmi bozulmuş olur. Klorofil denatüre olamaz , ishal’in rengi bu sebepten yeşil renktedir. Mide bağırsak hormonları kolesistokin ve gastrinin kandaki konsantrasyonu artmaya başlar. Hipotalamustaki gıda alma merkezleri etkilenir ve Rumen , retikulum ve abomazum hareketleri ve gıda geçişi yavaşlar , bu durum iştahsızlığa sebep olur. Pepsinojen kana geçer ve plazma proteinleri ( albumin) abomazum lümenine geçiş yapar. Plazma protein kayıbı hipoalbunemi ile sonuçlanır. Çene altında ödemler şekillenmeye başlar. Albumin kayıbı KC protein metabolizmasınıda etkiler. Kas ve yapağı için gerekli özel proteinler yeteri kadar sentezlenemez ve sonuçta kaslar zayıflar ve yapağı kalitesi bozulur.
3.DEVRE ( 35.GÜNDEN SONRA) : 35. Günden itibaren erişkinler yavaş yavaş atılırlar. Enfeksiyonun 63-70 gününe kadar mide mukozası eski halini alır. Klinik belirtiler 2.dönemde yoğun olarak görülür ; yeşil ishal , iştahsızlık , verim kayıbı , deri altında ödemler , şiddetli enfeksiyonlar sonucu ölümler şekillenir.
EPİZOOTİYOLOJİ:  Yumurta gelişimi ve larvaların çıkışı için (20C) de ısı ve nem, yağış önemli bir faktördür. İlkbaharda merada çok az sayıda L3 vardır. Duyarlı hayvanda 3-5 haftada klinik tablo şekillenir. Kışın hava şartları yumuşak olursa duyarlı hayvanda çok sayıda yumurta çıkarması gözlemlenir.
-          Tip-1 YAZ OSTERTAGİOSİS( yeni alınan larva enfeksiyonu) : Hayvanlarda bağışıklık gelişir ( konkominant bağışıklık). Konakta belirli sayıda erişkin parazit bulunduğu sürece hayvan yeniden oluşacak enfeksiyonlara karşı direnç gösterir.
a)      Erişkinlerin çoğu tip-1 aşırı duyarlılığına bağlı olarak atılır ( selfkür)
b)      Atılamayanların yumurtlama kapasitesi azalır.
c)      Yeni alınan larvalar ya bağırsaklara yerleşmeden hemen atılır , yada bunlar inhibisyona girer.
Kışa doğru dışkıdaki yumurtalar L3 gelişme hızı azalır ve hipobiyoz şekillenir. Soğuk , kuraklık ve konak bağışıklığı hipobiyozda etkilidir.
-          Pretip-2 OSTERTAGİOSİS : Kuraklık nedeniyle hipobiyoza giren larvaların yaptığı klinik tablo oluşturmayan enfeksiyondur.
a)      Sıcaklık nem gibi olumlu hava şartları geri gelirse konak bağışıklığı azalırsa hipobiyozdaki larva gelişmeye devam edecektir.Kış sonu ve ilkbaharda bezlerdeki hipobiyotik larva bezi terk ederse abomazum mukozasında şiddetli tahribat oluşur.

-          Tip-2 OSTERTAGİOSİS: Kış östertagiosis’idir. Tip-2’de abomazumdaki tahribat Tip-1 ‘e göre daha şiddetlidir. Ölüme neden olur. Kışın hayvanlar parazitler karşılaşmaz olgunlar atılır. Konkominant bağışıklık etkisi azalır. İlkbaharda yeni enfeksiyon nedeniyle bağışıklık gelişir, parazit sayısı azalır. Bağısıklık doğum esnasında kırılır.
TANI:
-          TİP-1: Hayvanın yaşı , mevsim , hava durumu , klinik belirti enfeksiyondan şüphe ettirir. Yumurta sayısı gram dışkıda 1000’den fazla. Nekropside abomazum mukozasında değişiklik vardır. Plazma pepsinojen düzeyi , 2 yaşına kadar olan hayvanlarda 3 iü’yi geçer ( normalde 1’dir). Abomazumdaki parazit sayısı( Erişkin+mukozadaki inhibe larva) hesaplanır. Abomazum lümeninde erişkin , mukozada az sayıda inhibe larva bulunur.
-          PRETİP-2: Klinik belirtiye yol açmaz. Nekropside abomazum mukozasında çok sayıda inhibe larva vardır.
-          TİP-2: Yaş , hava koşulları , mevsim , klinik belirti şüphe ettirir. Plazma pepsinojen düzeyi artar. Klinik belirtiler prepatent süre içinde olduğu için dışkıda az yumurtaya rastlanır. Abomazum mukozasında şiddetli patolojik bozukluk vardır. Abomazumda ki parazit sayısı hesaplanır ve mukozada gelişmekte olan larva sayısı fazladır ve lümende az erişkin görülür.
SAĞALTIM:
-          TİP-1: Gelişmekte olan larva ve erişkinlere yönelik , albendazole , fenbendazole , ivermectin ,doramectin kullanırlır. Tedavi sonrası buzağılar temiz bir meraya alınır.
-          TİP-2: İlaçlar inhibe larvalara etki etmeli ve inhibe larvalar metabolik olarak inaktif olmalıdır. İvermectin , doramectin kullanılır.
KONTROL: Sığır : 1 yaşına kadar olanlarda bağışıklığı gelişmemiş hayvanlarda için yapılır. Parazit popülasyonu sayıca en düşük düzeyde tutulmalı ve güvenli mera ( L3 sayısı – kuru ottaki enfektif larva sayısı – hayvanda ekonomik kayıp yaratmayacak düzeyde ) sağlanmalıdır. Meralarda L3 sayısı 0 olmamalı. Çünkü böyle meralara sokulan hayvanlarda bağışıklık şekillenmez.
 KOYUNLARDA OSTERTAGİOSİS
O.circumcincta koyunlarda ve O.trifurcata kuzularda önemli bir paraziter etkendir.
EPİZOOTİYOLOJİ: 1- Bu hayvanlarda bağışıklık daha yavaş gelişmektedir. Gram dışkıdaki yumurta sayısının (EPG) doğuma yakın ve doğum sonrası yükselme olayı önemli. Yumurta sayısındaki artış konak bağışıklılığının azalmasıyla ilişkilidir. Hipobiyoza girmiş ve yeni alınan larvalar gelişir , dişilerin yumurtlama kapasitesi artar ve mevcut parazitlerin konaktan atılması gecikir. Dışkıdaki L3’lerin kötü hava şartlarına dayanıklılığı azdır.
SAĞALTIM: Sığırlardaki gibidir. Thiabendazole ve levamisole kullanılabilir. Koyun abomazum mukozası daha incedir ve ilaçlar koyunlardaki inhibe larvalara kolayca temas eder.
KONTROL: Sığırlardakine benzer. İlaç gebeliğin 4. Ayında kullanılmalıdır.
KEÇİLERDE OSTERTAGİOSİS
Keçilerin yerden yeme alışkınları azdır ve larvalarla çok az karşılaşırlar. Bağışıklık yeteri kadar gelişemez ve enfeksiyonu şiddetli görürler.
Marshallagia marshali: Tropik ve suptropik bölgelerde , koyun ve keçi ince bağırsakta ostertagia’ya benzer ve daha uzundur. Yumurtaları daha büyüktür. Yaşam çemberi ostertagi gibi enfektif larva L2’lerdir. Abomazumda nodül yapar.
Haemonchus cinsi:  Haemonchus contortus sığır , koyun , keçidir. H.placei ve H.similis sığır’da amobazumda bulunurlar. Erişkinler 2-3cm , ovaryum kırmızı renkli bağırsakların etrafına spiral şekilde sarılmış. Erkek ve dişi ön tarafından iki servikal papil vardır. Bursa kopulatriksinde dorsal lob asimetrik. Spikulumların ucu olta iğnesi şekilinde. Dişilere dil şeklinde bir vulva kapağı var.
YAŞAM ÇEMBERİ: Direkt ( Monoksen ) gelişirler. Dişilerin yumurtlama kapasitesi çok yüksektir. Yumurtalar hayvanın dışkısıyla meraya çıkan bu yumurtaların içinde L1 gelişir ve yumurta terk eder. L1’den L3 oluşmasına kadar geçen optimum süre 5 gündür. L3’ler hayvanlar tarafından alınmasından sonra rumende L2 kısımından kalan kılıf atılır. Larva mukozada mide bezlerine çok yakın olarak iki kez gömlek değiştirir. Erişkin hale geldiklerinde mukoza yüzeyine gelirler. Prepatent süre koyunlarda 2-3 sığırlarda ise 4 hafta kadardır. Ancak havanın soğuması ( kışın) veya kurak gitmesi ( yazın ) L4’lerin gelişmesini durdurarak hipobiyoza neden olur.
Koyunlarda haemonchosis:
1-      Hiperakut Enfeksiyon: 10.000-35.000 enfektif larva abomazumda pateşiel kanama yapar. Genç erişkinler (L5) kan emer , kanama ve erezyonlara neden olurlar. Hayvan günde 200-600ml kan kaybeder. Kemik iliği genişlemeye başlar. Parazitler olgunlaşamadan ölür. Anemi ve dışkıda kan gözlemlenir. 7 gün sonra hayvan ölür.
2-      Akut enfeksiyon: 1.000-10.000 erişkin vardır. Günde 50-200ml kan kayıbı gözlemlenir hayvanda. 2 hafta sonra anemi tablosu şekillenir ve demir stoğu azalır. Abomazumdan albumin sızar ve protein kayıbına neden olur. Protein kayıbı kaslardaki a.a’lerden karşılanır ve kilo kayıbına neden olur. Plazma protein seviyesi azalır ve ödemler şekillenir. Anemi , çene altı ödemi , zayıflık ve süt veriminde azalma olarak klinik tablolar şekillenmektedir.
3-      Kronik enfeksiyon: 100-1.000 arasında erişkin parazit bulunmaktadır. Günlük 5-50ml arasında kan kaybeder hayvan ve kan kayıbı eriropoiesis’le karşılanır. Demir noksanlığı nedeniyle kırmızı kemik iliği beyaz iliğine dönüşür. Hayvanlarda iştahsızlık , kilo kayıbı şekillenir ve sonuç olarak hayvan ölür.
BAĞIŞIKLILIK:
1-      Genetik yapı: kan grupları arasında ilişki vardır.
2-      Yaş: kuzular bu duruma daha duyarlıdır.
3-      Irk : bazı ırklar daha dirençlidir.
4-      Stres: gebelik , doğum ve laktasyon etkilidir.
Kendi kendini sağaltım ( selfcure ) enzootik yerlerde görülür. Yağışların başlamasıyla atılan yumurta sayısı ve selfkür nedeniyle sıfıra kadar azalır. Parazit yaşlı neslini atar , genç nesle yer hazırlar. Konak kısa bir süre kan kayıbından kurtulur.
EPİZOOTİYOLOJİ: Parazitin yüksek yumurtlama kapasitesi vardır. Ve yumurtalardan enfektif larva oluşması için yüksek ısı (22C) ve neme gereksinim duymaktadır. Akut enfeksiyon yağışlı havalardan sonra görülür. Koyunlarda bağışıklık şekillenmez ve mera sürekli bulaşık sekilde kalır.
1-      Tropik ve suptropik bölgelerde: ilkbaharda enfekte hayvan çok yumurta çıkarır ve kısa sürede L3’ler gelişir ve sayıları artar. Yazın hayvanlar enfekte olur ve akut haemonchosis şekillenir. Sonbaharda L3’ler konakta hipobiyoza girerler. Kış sonunda hipobiyozdan çıkarlar ve akut haemonchosis gelişir.
2-      Ilıman iklim bölgelerinde: ilkbaharda enfekte hayvandan yumurta çıkar. Ve hayvanlar L3’lerle enfekte olur. Sıcaklık artınca larvalar hipobiyoza girer. İlkbaharda hipobiyotik larvalar gelişmelerine devam eder ve akut haemonchosis şekillenir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL: Tanı nekropsi ile belli olur. Abomazumdaki değişiklilere bakılır ve dışkı yumurta sayısı ve larva kültürüde yapılabilir. Albendazole tedavide kullanılabilir. Akut enfeksiyonları önmek için 2-4 haftada bir ilaç uygulaması yapılır.
Keçilerde haemonchosis: H.contortusa karşı oldukça duyarlı hayvanlardır.
Sığırlarda haemonchosis: H.placei ve H.similis , Tropik ve suptropik bölgelerde hipobiyotik larvaların olgunlaşması nedeniyle kurak mevsimlerin sonunda görülür. 2 yaşına kadar sığırda bağışıklık gelişir.
MECİSTORCİRRUS DİGİTATUS
Sığır ve manda abomazumunda yaşar ve kan emerler. H.contortus’a çok benzerler ve uzun, ince spikulumları vardır. Prepatent süre 60-80 gün kadardır.
TRİCHOSTRONGYLUS CİNSİ
T.axei : Ruminantta Abomazumda bulunurlar , At ve domuzda ise midede bulunurlar.
T.colubriformis , T.rugatus , T.falculatus: Ruminantların incebağırsağında.
T.vitrinus , T.carpicola : Koyun ve keçilerde incebağırsakta.
T.retortaeformis: Tavşan incebağırsagında.
T.tenuis : Kanatlıların incebağırsak ve sekumlarında bulunur.
- Erişkinleri 7mm’den kısadır ve ince bir yapıya sahiptir. Özefagus bölgesinde boşaltı deliğinin açıldıpı bir yarık vardır. Spikulumları kalın ve dallara ayrılmış bir şekildedir. Dişilerde vulva kapağı bulunmaz.
YAŞAM ÇEMBERİ:
Haemonchus’a benzer. Yumurtadan 1-2 hafta içerisinde L3 ler gelişir. T.axei’de L3’ler mide mukozasının bezleri arasına girer diğer türlerde ise L3’ler bağırsak villuslarına girerler. Prepatent süre çoğu türde 2-3 hafta kadardır. T.axei’nin atlardaki prepatent süresi 25 gündür T.tenuis’in ise 10 gündür.
PATOGENEZ VE KLİNİK B:
Oestertagia enfeksiyonlarına benzer , bağırsak villuslarında kaynaşma ve atrofi şekillenir. Absorbsiyon bozulur. Anoreksi ve diyare şekillenir.
EPİZOOTİYOLOJİ:
İnhibasyon L3 döneminde görülür. L3’lerin merada kışı atlatma kapasiteleri oldukça çok yüksektir. Bunlara karşı immunite yavaş gelişir. Kışı atlatan larvaları koyun ve kuzular alır larvalar yaz başında olgunlaşır ve çok sayıda yumurta çıkarırlar. Sonbaharda ve ilkbahar başında da hastalığın klinik formu görülebilir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL:
Klinik belirti ve nekropsi bulgularına göre yapılır tanımız. EPG ( gram dışkıdaki yumurta sayısı ) tanı için oldukça önemlidir. Dışkıdan larva kültürü yapılmalıdır. Benzimidazol grubu ilaçlar kullanılmalıdır. Kontrol ise epizootiyoloji esas alınarak yapılır.
COOPERİA CİNSİ
C.oncophora , C.punctata , C.pectinata: sığırda gözlenen etkenler.
C.curtucei: Koyun , keçi
C.surnabada: Sığır , koyun
- İncebağırsaklarda görülürler ve saat yayı biçiminde şekillere sahiptirler. Özefagusta baş vezikülü ve enlemesine kütiküler çizgiler tipiktir. Spikulumları ortasında kanat benzeri genişlemeler vardır.
PATOGENEZ VE KLİNİK B. – EPİZOOTİYOLOJİ:
C.oncophora ve C.curtucei buzağılar için az patojen. Bir yıl sonra kuvvetli bağışıklılık şekillenir. Bağırsak epitelini delerek villus atrofisine neden olurlar , bağırsağın absorbsiyon yüzeyini azaltırlar. İshal , kilo kayıbı ve çene altında ödeme sebep olurlar. Epizootiyoloji olarak ise hipobiyoz vardır.
NEMATODİRUS CİNSİ
N.filicollis , N.abnormalis : Koyun , Keçi
N.spathiger: Koyun , Keçi , Sığır.
N.helventianus: Sığır
N.lanceolatus : Ruminantlarda bulunur.
- İncebağırsağa yerleşirler, erişkinleri 2cm kadardır. Erkek ve dişilerin ön kısımında küçük bir baş vezikülü var , erkeklerin spikulumları uzun , dişilerin arka kısımı sivri , yumurtaları oval ve büyüktür.
YAŞAM ÇEMBERİ: Yumurta içinde L1 , L2 , L3 oluşur. İlkbaharda L3’ler yumurtayı terk ederler. L3’ler enfektif dönemdir ve incebağırsağa girerek burada L4 ve L5’leri oluştururlar. L5 bağırsak lümeninde olgunlaşır.
PATOGENEZ VE KLİNİK B. :  Patojen etki L5’ler mukozadan bağırsak lümenine geçerken gözlemlenir ( 10-12) arasında. Bağırsak villuslarında tahribat , mukozada erozyon , villuslarda atrofi , bağırsağın absorbsiyon kapasitesi düşer , ishal , şiddetli su kayıbı ve gençlerde ölüm oluşur.
EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM:
1-      Larvalar L3 dönemine kadar yumurtayı terk etmez. Larva korunur.
2-      Yağış nedeniyle L3 yumurtayı terk eder.
3-      >1 yaş hayvanda bağışıklık gelişir.
4-      L4’ler bağışıklık nedeniyle hipobiyoza girebilir.
5-      Tanı nekropsi ile yapılır.
6-      Benzimidazol grubu ilaçlar verilebilir.


RUMİNANT VE TEKTIRNAKLILARDA AKCİĞER NEMATODLARI
DİCTYOCAULUS CİNSİ
Dictyocaulus viviparus*: Meraya yeni çıkan buzağılarda paraziter bronkopnömoniye neden olurlar.
YAŞAM ÇEMBERİ:  Dişiler ovovivipardır , yani yumurtaların içinde L1 gelişmiştir ve atıldıktan sonra yumurtadan L1’ler çıkar. Serbest L1 ler tracheaya giderler oradan yutulurlar ve dışkı ile dışarı atılırlar. L1’lerden L3’lerin oluşmasına kadar geçen optimum süre 5 gündür. L1’ler bulundukları dışkıdan ya kendi hareketleri ile yada Pilobolus cinsi mantarlarla terk ederler. Ve otların üzerlerine göç ederler. Hayvanlar bu otlarla birlikte L3’leri alarak enfekte olurlar. L3’ler konağın incebağırsağını delerek mezenterium lenf yumrularına ulaşırlar. Burada gömlek değiştirir ve L4 olurlar. L4’ler kan ve lenf yoluyla AC’ye gelir. Akciğer kapillarlarını deler ve alveollerin içine girerler. Bu olay parazitlerin girişinden 1 hafta sonra gerçekleşir. L4’ler alveollerden bronşiyollere göç eder , burada gömlek değiştirir ve L5’ler olur. Bunlar ise bronş ve trachea gelerek olgunlaşırlar. Prepatent süre 3-4 hafta kadardır.
PATOGENEZ VE KLİNİK B:
A)     1.DEVRE ( DELME DEVRESİ 1-7 GÜN): L4’ler alveolü deler, AC’de lezyon yoktur.
B)     2.DEVRE ( PREPATENT DEVRE 8-25 GÜN):
a)      L4 alveollerde , alveolitis yapar.
b)     L5 bronşiolitis , bronşitis yapar. Bronşiyol ve bronşların lümeni yangı hücreleri ile dolar , lümen tıkanır. Alveollere hava giremez ve alveoller söner.
c)      Diğer alveoller , sönen alveolerin görevini üstlenir , aşırı havayla dolarak yırtılır. Havada doku aralıklarına sızar ve şiddetli interstisyel amfizem ve ödem oluşur.
C)     3.DEVRE ( PATENT DEVRE 26-60 GÜN): Bronşlarda çok sayıda erişkin parazit ve mukus toplanır. Yumurta ve larvalar aspire olarak aveoller içinde birikir ve 2.devredeki olaylar , iştahsızlık , öksürük , burunda müköz akıntı oluşur.
D)     4.DEVRE ( POSTPATENT DEVRE 61-90 GÜN): iyileşme başlar ve erişkinler hayvandan atılmaya başlar. AC normale döner ve öksürük durur. Ağır enfeksiyon , solunum güçlüğü ve 1-4 günde ölüm. ( postpatetent parazitik bronşitis).
EPİZOOTİYOLOJİ:
-          Meraya ilk defa çıkan gençlerde ve parazitle karşılaşmamış olgunlarda önemlidir.
a)      Kışı merada L3 olarak atlatan parazitler: larvalar kışın toprak altında bulunurlar.
b)      Kışı konakta erişkin olarak atlatan parazitler: >1 yaşta kışın az parazit görülür.
c)      Kışı konakta hipobiyotik L5 olarak atlatan parazitler: sonbaharda alınan L3 bronşiyollerde L5 döneminde hipobiyoza girerler , ilkbaharda gelişmeye devam ederler.
d)      Pilebolus cinsine bağlı mantarlar: mantarın spor kapsülü patladığında L3 sporlarla 3m kadar yarıçaplı bir alana fırlatılır.
e)      Yağış: paraziter bronşitis havaların yağışlı ve yumuşak olduğu zamanlarda ortaya çıkar. Kuraklık larvaları öldürür.
f)       Meranın vejetasyon durumu: otun bol olduğu durumlarda larvalar güneşin öldürü etkisinden kendini korur. ( gölge )
TANI-SAĞALTIM-KONTROL: Prepatent dönemde klinik belirti , nekropsi , patent dönemde klinik belirti ve dışkıda larva görerek tanımızı koyabiliriz. Benzimadazol grubu ilaçlar kullanılabilir. Şiddetli enfeksiyonlarda klinik belirti artabilir ve ölüm görülebilir. Kontrol olarak ostertagiosis’e benzer.
Sığırların paraziter bronşitisinde reenfeksiyon sendromu: Doğal yolla veya aşıyla bağışıklık kazanan sığırlarda 2. Enfeksiyonda klinik belirti yoktur. Bağışık hayvan çok fazla L3 alırsa klinik belirti ortaya çıkar reenfeksiyon sendromu şekillenir. Larva bronşiyollerde şiddetli konak reaksiyonu ile karşılaşır ve larva ölür. Ölen larvaların etrafında çoğalan lenfo-retiküler hücreler bronşları tıkar. Bu hayvanlarda solunum güçlüğü , öksürük ve ölüm görülebilir. Anamnez iyi alınma , prepateten devre ile karışabilir ve mera derhal değiştirilir.
Dictyocaulus filaria: Koyun ve keçilerde bronkopnömöniye sebep olurlar. Yaşam çemberi , patogenez , klinik belirti , sağaltım ve kontrol D.viviparus’taki gibidir. Tanı: dışkıda L1’lerin ön kısımında düğme biçiminde çıkıntı görülerek yapılabilir.
Dictyocaulus arnfieldi: Eşeklerde bazen klinik belirtilere neden olur. Atlarda parazitler olgunlaşamaz dışkıda yumurta görülmez. Enfekte atlarda kronik öksürük şekillenir.
-          Yaşam çemberi : D.viviparus’a benzer farkları; Erişkinleri küçük bronşlarda görülür. Dışkı ile L1 yumurtası atılır , L1 yumurtayı terk eder. Prepatent süre 2-4 ay , patent enfeksiyon her yaştaki eşek ve bir yaşına kadar olan atlarda görülür.
-          Patogenez: AC’in diyafragmatik lobunda 3-5cm çapında yuvarlak , tümsekli odaklar görülür.
-          Klinik belirti: Eşekler nadiren koşarlar. Taylarda hızlı solunum , öksürük ağır enfeksiyon sonucunda ölüm şekillenir.
-          Epizootiyoloji: Eşekler enfeksiyona genç yaşta yakalanır. Devamlı enfekte kalırlar. Atlar ise enfeksiyona eşeklerle paylaştıkları meradan alırlar. Pilobolus cinsi mantalar bu konu içinde önemlidir.
-          Tanı-Sağaltım-Kontrol: eşek dışkısında L1 var , atlarda yoktur. Atlarda tanı bronskopi ile olur. Levamisole , ivermectin kullanılabilir. At ve eşekler ayrı otlatılır. Enfeksiyon yoğun ise ilaçlama yapılmalıdır.
METASTRONGYLOİDEA ÜST AİLESİ(AKCİĞER NEMATODLARI)
-Bu üst ailedekilerin çoğu akciğerde yaşar ve heteroksen gelişirler.
Domuzların Akciğer Nematodları: M.apri,M.salmi, M.pudendotectus bronş ve broşiollerde bulunurlar. Arakonakları yer solucanlarıdır. Erişkinleri 6cm. Yumurtalar kalın kabuklu içinde L1 vardır.
YAŞAM ÇEMBERİ
Yumurtalar dışkıyla dışarı atıldıktan sonra içinde larva yumurtayı terk eder veya terk etmez. Arakonak yer solucanı larva veya yumurtaları yer. Arakonakta L1-L3’e kadar olan gelişme 26 C’de yaklaşık 10 gün sürer. Domuz solucanı yiyerek enfekte olur. Bağırsağa gelen L3 mezenterik lenf yumrularına girer. Burada L4’e dönüşür. Bunlar kan ve lenf yoluyla AC’lere gider. Bronşiyollere geldiklerinde L5’ler meydana gelir ve olgunlaşırlar. Prepatent süre hafta.


PATOGENEZ VE KLİNİK BULGULAR
Dictyocauluslara benzer. Patojenitesi daha azdır. Genç domuzlarda bronşitis , pnömöni , Ağır enf. , öküsürük , solunum güçlüğü ve burun akıntısı gözlemlenir. Bu parazitlerin larvaları domuz influenza virüsünü taşır.
EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Yumurtalar soğuğa dayanaklıdır , toprakta canlılığını 1 yıl kadar koruyabilir. Arakonakta L3 7 yıl yaşar. 4-6 aylık domuzlarda yaygındır. Dışkı bakısı, yumurtalar ağırdır yoğun MgSO4 çözeltisi tanımızda kullanır. Sağaltım olarak levamisole ve ivermectin kullanılır. Kontrol ise domuzlara ilaç , arakonaklarla mücadele ve ahırların tabını beton olması gerekir.
K.rumlarda akciğer kıl kurtları:
-Muellerius Capillaris-alveol , Protostrongylus rufescens – bronşiyol , Protostrongylus unciphorus- bronşiyol , Cystocaulus ocreatus- Parankima Akciğer Pleura Altında Nodül içinde , Spiculocaulus Leuckarti –Bronş , Neostrongylus linearis – Bronş Arakonakları kabuklu , kabuksuz salyangozlardır.
YAŞAM ÇEMBERİ
Dişileri ovo-vivipardır. Yumurtaları yerleştikleri yerlere bırakılır. L1 hemen yumurtayı terk eder ve trachea yutak ve bağırsaklar yoluyla dışarı atılır. L1’ler arakonak salyangozun yumuşak dokularını delerek girer. 2-3 hafta sonra L3 haline dönerler. K.rumlar enfekte salyangozları otlarla birlikte yiyerek enfekte olurlar. L3’ler bağırsak mukozasını delip kan ve lenf yoluyla AC’lere gelirler. Prepatent süre 5-10 hafta kadardır.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Prostrongylus : küçük bronşlar tıkanır , lobüler pnömöni şekillenir. Maullerius ; prulent bronkopnömöni , fibrinöz pleuritis , bronş epitellerinde adenom benzeri yapı. Klinik belirti yok. Pastorella enfeksiyonlarını dispoze kılarlar.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Dışkıda baerman-Wetzel yöntemiyle L1 aranır. Benzimidazole , Levamisole , ivermectin. Kontrölü zordur.
Carnivor AC Nematodları
-Oslerus Osleri: Boyları 1,5 cm kadardır. L1’leri kıvrık ve ağır hareketli olup kuyrukları S harfi şeklindedir. Konakları köpektir. Trachea’nın bifurkasyon bölgesinde fibröz nodüller içinde bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ
Homoksen gelişir. Dişileri ovo-vivipardır. Yumurtaların çoğu tracheada açılır. L1’ler dışarı çıkar. Daha sonra yutağa gelip bir kısımı ağızdan salya ile bir kısımı dışkı ile atılır. Enfektif larva dönemi bu L1’lerdir. Bulaşma süt emen köpek yavrularında daha çok annenin yavrusunu yalaması sırasında meydana gelir. Erişkinlerde ise enfektif larvaların gıda ve su ile alınması ile olur. L1’ler yutulduktan sonra incebağırsaklarda gömlek değiştirir ve L2’ler olur. Bunlar bağırsak mukozasını deler ve lenf yoluyla kalp ve oradanda AC’lere giderler. Alveol ve bronşiyollerde olgunlaşırlar ve tracheaya göç ederler prepatent süre 10-18 haftadır.
AELUROSTRONGYLUS APSTRUSUS: Son konakları kedilerdir. AC parankimine ve küçük bronşiyollere yerleşirler. Arakonakları ise kara salyangozlarıdır. Paratenik konak fare , kurbağa , kertenkele ve kuştur.
YAŞAM ÇEMBERİ
Dişiler ovipardır. Yumurtalar alveollere gider orada nodülcük meydana getirir. Pleuro altında yuvarlak küçük gri-beyaz lezyönlar olarak görülür. Nodülcükler içinde yumurtalar gelişir L1’ler nodülcüklerden dışarı çıkarlar. Sindirim ve solunum yoluyla dışarı atılır. Dış ortamda 2 hafta canlı kalır. L1’ler ara konak olan kara salyangozları tarafından alınır. 2 kez gömlek değiştirir ve enfektif L3’ler oluşur. Arakonaktaki gelişme 2-5 hafta kadardır. Paratenik konak arakonağı alırsa onun vücudunda kistlenir. Son konak olan kedi bu arakonak yada paratenik konağı yiyerek enfekte olur. Prepatent süre 5-6 hafta kadardır.
·         Patojenez olarak enfeksiyon nekropside ortaya çıkar. Ac’de nodülcükler sarı-krem kıvamında bölgeler oluşabilir. Gögüs boşluğunda hidrotoraks ve bu gibi hayvanlarda ölüm gözlemlenir. Klinik belirti öksürük , burun akıntısı , güç solunum , mukuslu balgam. Tanıda ise Baerman-wetzel yöntemiyle dışkıda L1 aranır. Sağaltımda ise Levamisole , ivermectin kullanılır. Kontröl kedinin paratenik konağı yemesini engellemek imkansızdır.
RHABDİTOİDEA ÜSTAİLESİ
Strongyloides westeri Tektırnaklı ,S.papillosus Ruminant ,S.stercoralis Kedi, köpek, insan ,S.tumefaciens Kedi ,S.ransomi Domuz ,S.avium Kanatlı ince bağırsağa yerleşirler. Boyları 1 cm’ten kısadır. Çok ince çıplak gözle görünmesi zordur. Sadece dişileri parazittir. Yumurta içinde L1 bulunur. Diğer hayvanlarda ve insanda dışkıdan L1 atılır. Son konaklarında sadece dişileri bulunur. Sıcaklık ve nem uygun değilse homogonik uygunsa heterogonik çember gelişir.
YAŞAM ÇEMBERİ
1-      HOMOGONİK ÇEMBER: L1 Enfektif L3 dönemine geçer. L3 konağı deri ve ağız mukozasını delerek girer. Venalar yoluyla AC’ye gelir. L4 olur. Tracheaya oradanda bağırsağa gelir. Erişkin dişiler meydana gelir. Tek tırnaklı , Rum ve Sus’ta L3’lerin bır kısımı kaslarda hipobiyoza girer. Doğumdan önce yavruya geçer. Doğum sonrası süt ile yavruyu enfekte eder. Prepatent süre 8-14 gündür.
2-      HETEROGONİK ÇEMBER: Dış ortamda L1 4 gömlek değiştirir , erkek ve dişi nematodlar oluşur. Bunlar parazitin serbest neslini oluşturur. Erkek ve dişi çiftleşirler dişiler yumurtlar. Yumurta içinde L1 gelişmiştir. L1 yumurtayı terk eder. L2-L3-L4-L5 ve L5’lerden de dişi ve erkek nematodlar gelişir. Hava şartları uygunsa dış ortamda birkaç serbest nesil oluşur. Hava şartları kötüleşirse L1’ler homogonik çembere girer.



PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Enfektif larvalar deriyi deldiklerinde kızarıklık , koyunlarda bu bölgeden piyeten etkeni girebilir. Larvaların AC göçü sırasında orada kanama odakları oluşabilir. Olgun parazitler duodenum’un ve jejenumun üst kısımında bulunur. Ödem ve erezyon kataral bir enteritis yapar. Klinik belirtiler gençlerde ishal , iştahsızlık , kilokaybı , insanda karın ağrısı , ishal ve ürtiker olur.
EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Enfektif larva üzerinde L2’den kalma kılıf yoktur. Kötü hava şartlarından etkilenirler. Gelişme için rutubet ve sıcaklık şarttır. Sıcak iklimli bölgelerde görülür. İntraueterin ve sütlede yavruya geçer. Annelerin kaslarındaki hipobiyotik larvalar enfeksiyonu bulaştırır. Süt emen tek tırnaklı ve domuz yavrularında ilk hafta klinik strongylidiosis görülür. Tanı olarak dışkıda yumurta ve larvalar görülür. Sağaltım benzimidazole ve ivermectin kullanılır. Kontrol olarak dişi domuzlarda doğumdan 4-16 gün önce verilen tek doz ivermectin sütle bulaşmayı engeller.
KANCALI KURT ENFEKSİYONLARI
Karnivorlarda Ancylostoma ve Uncinaria ,Ruminantlarda Bunostomum ve Gaigeria, Domuzlarda Globocephalus cinsleri bulunur.
Karnivorlarda kancalı kurt enfeksiyonları:
      Ancylostoma caninum köpek, tilki
      A.tubaeforme kedi
      A.braziliense köpek, kedi
      Uncinaria stenocephala köpek, kedi, tilki
Transport konaklar fare , ratlardır. Ağız kapsülleri büyüktür. Yumurtaları Trichostrongyloid tiptir. Ancylostoma’da diş , Uncinaria’da 2 kesici plak vardır. A.caninum ve A.tubaeformede 3 çift , A.braziliense’de 2 çift diş vardır.
·         A.CANİNUM: Homoksen gelişir dışkı ile atılan yumurtalardan L1 çıkar , L2 ve L3 olur. L2’deki kılıfı atmaz ve dışarıdan beslenmezler. 23-30 C’de 2-8 günde yumurtadan L3 oluşur. L3 konağa deri ve ağız yoluyla girer.
-          Deri yolu : Endemik olmayan yerde larva deriyi deler ve vucuda girer. Bağışıklık yoktur. Parazit 3 aylığa kadar olan köpeklerdeki yolları izler.
Endemik bir alanda üç aylığa kadar : Larva kan ve lenf yoluyla sağ kalbe oradan AC’ye göç eder. AC kapillar damarlarında L4 olur Alveollere gider. Bronşiyol-Trachea , yutak , yemek borusu ve ince bağırsağa gelerek erişkin olur. Prepatent süre 14-20 gündür.
Üç aylıktan büyük köpeklerde : Az sayıda larva erişkin olur. Larvaların çoğu bağışıklık etkisiyle kaslara ve bağırsak duvarına giderek L3 döneminde inhibisyona girer. Köpeğe ilaç verilirse, bunların yerine inhibe larva aktive olur, bağırsakta erişkin olur. İnhibe larvalar gebelik hormonu etkisi ile doğuma 2 hafta kala harekete geçerler. Harekete geçen larvalar aşağıdaki yolları izlerler;
a)      İnce bağırsakta erişkin olur. Prepatent süre 4 haftadır.
b)      İntra uterin yolla yavruyu enfekte eder , yavruda inhibisyona girer. Doğumdan sonra hareketlenir ve yavrunun bağırsağında erişkin olur. Yavruda parazit yumurtası doğumdan sonra en erken 13.günde dışkıda görülür.
c)      Galaktojen yolla yavruya geçer. Larvalar doğumdan sonra 20 gün boyunca sütle çıkar. Dışkıda yumurta 16. Günde görülür.
*** larvalar 4 gebelik döneminde harekete geçerler.
-          Ağız yoluyla enfeksiyon:
a)      Mukoza yoluyla: Larvaların bir kısmı mukozayı deler. Hayvanın yaşına göre deri yoluyla enfeksiyondaki yolları izler.
b)      Doğrudan ince barsak: Larvaların bir kısmı yemek borusu, mide ince barsaktaki liberkühn bezlerine girer lümene geri döner, L4, L5, erişkin olurlar. Prepatent süre 15-26 gündür. Hava soğursa larva ince barsakta inhibisyona girer. Doğrudan ince barsak infeksiyonu L3 ile enfekte fare , ratların yenmesiyle de oluşmaktadır.
A.tubaeforme, A.braziliens, Uncinaria stenocephala
-Biyolojileri A.caninuma benzer, intra uterin ve galaktojen bulaşma bunlarda yoktur.
-U. Stenocephala da deri ve mukozadan giren larvaların çoğu erişkin olamaz.
-Prepatent süreleri A.tubaeforme 22-25 gün, A.braziliense köpekte 10 kedide 11 gün, U. Stenocephala da 15 gündür.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER (A. Caninum)
1-      3 aylıktan küçüklerde:
a)      Deriyi delme devresi: İlk enf da rxn yok, aşırı duyarlılığa yol açacak bağışıklık gelişmemiş
b)      Göç devresi: Larvalar AC kapillar damarların da alveollere girerken kanama olur.
c)      İntestinal devre: Erişkinler kan emer, barsak mukozasında kanama olur, dışkıda kan vardır, dispne ve anemi görülür. Sütte Fe+ azdır, yavruların demir stokları kaybedilen kandaki demiri karşılıcak değil, 50-100 erişkin parazit yeni doğan yavruyu öldürebilir
2-      3 aylıktan büyük köpeklerde:
a)      Deriyi delme devresi:Duyarlı köpeklerde larva deriyi delince egzema ve topallık gelişir.
b)      Göç devresi: Belirti yok bağışıklık nedeniyle larvalar göç geçirmiyor , AC bozuklukları oluşmuyor.
c)      İntestinal devre: Bağışıklık var, barsaklarda erişkin parazit azdır, kan kaybı az görülür, bitkinlik şekillenir, enf uzun sürerse anemi şekillenir.
·         İnsanlarda enf larva deriyi deler, dermiste gezinir (deri larva migransı). Enf larva ağız yolu ile alınırsa (iç organ larva göçü).
Ruminantlarda Kancalı Kurt Enfeksiyonları
       Bunostomum trigonocephalum: koyun, keçi
      B.phlebothomum: sığır
      Gaigeria pachyscelis: koyun, keçi
İnce barsaklara yerleşirler. Rum ların en büyük ince barsak nematodudur. İki kesici plakları bulunur. Yumurtaları Trichostrongyloid tiptir.
YAŞAM ÇEMBERİ
Enfeksiyon Bunostomum’larda deri ve oral yolla. Gaigeria’ da deri yoluylar olur. Deriden bulaşanlarda larvalar AC göçü geçirir. Oral bulaşanlarda ise larva barsakta olgunlaşır. Prepatent süre Bunostumum da 10 hafta, Gaigeria da 8,5 haftadır.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Erişkinleri kan emer. Anemi, ishal ve kaşeksi gelişir. Az Gaigeria koyunu öldürebilir. Buzağılarda larva ayaktan girerse ayaklarda kaşıntı ve ayakları yere vurma görülür.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Dışkıda yumurta strongyl tip görülür. Sağaltımda ise ALbendazole kullanılır. Kontrolde ise dışkı uzaklaştırılır. Altlıklar kuru olmalıdır.
ASCARİDOİDEA ÜST AİLESİ
Bu gruptakiler büyük nematodlardır. Erişkinleri genç hayvanlarda gelişme bozukluğuna sebep olur. Bazen barsak tıkanmalarına neden olur. Birkaç tür hariç bu ailedeki türlerin ortak özellikleri şunlardır:
1-      Ağız kapsülleri yoktur.
2-      Ağız deliği 3 adet dudakla çevrilidir.
3-      Enfeksiyon yumurta ile olur.
4-      Enfektif dönem yumurta içindeki L2 dir.
 Ascaris suum: Domuzlarda görülen en büyük nematoddur dişileri 40 cm uzunluktadır. Domuzlarda ince barsağa yerleşirler.
YAŞAM ÇEMBERİ
Direkt gelişir. Yumurtalar dışkıyla atılır ve 3 hafta  içinde L2 oluşur. L2 ‘lerin enf olabilmesi için 22-26 C de 1 hafta geçirmeleri gerekir. Yumurta hava şartlarına oldukça dayanıklıdır. Bu yüzden dışarıda 4 yıl canlı kalır. Enfeksiyon L2 ‘li yumurtaların ağızdan alınmasıyla meydana gelir. Yumurta ince barsakta açılır. Ve L2 ‘ler kan yoluyla KC e gelir. Burada L3 olur ve AC’ e gider. AC dokusunda göç yaparak trakeaya göç yapar ve trakeaya gelir. Oradan yutağa gidip sonra ince barsağa gider burada 2 gömlek değiştirip erişkin hale gelir. Domuz dokularında enf L2 bulunduran dışkı yiyen böcekler ve yer solucanları yiyerektende inf olur.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Göç geçiren larvalar AC ve KC parankiminde lezyon oluşturur. Organizma bu lezyonları tamir eder, 1cm çapında beyaz renkli süt odakları oluşur. Larvaların göçü sırasında geçici bir pnömoni oluşur. Erişkinler barsakları tıkar. Bazen sarılık. Sığır ve koyunu enfekte edebilir, erişkin döneme ulaşamaz, L5 olabilir. Sığırda pnömoni koyunda KC’de süt odakları gelişir.
EPİZOOTİYOLOJİ
1-      Sıcaklık ve rutubet: Enfektif larva için gereklidir. Enf yaz aylarında görülür. Paratenik konak aktivitesinde de etkilidir.
2-      Yumurtanın dış şartlara dayanıklılığı: Yumurta kalın kabuklu ve dayanıklıdır.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Dışkıda yumurta görülmesi. Erişkinler için Doramectin, Göç eden larvalar için İvermectin kullanılır. Domuz barınakları temiz olmalı domuz yavruları 5-6 haftalıkken sağaltılmalı ve bu sağaltım 1 ay sonra tekrarlanmalı.
TOXOCARA CANİS
İnsanlarda iç organ larva göçü ( viseral larva migrans) yapar. Toxocara canis ve T.leonina türleri vardır. 6-10 cm kadar boyları ve krem renklere sahiptirler. Toxocara canis’in yumurtaları kahverengi , yuvarlak kalın kabuklu ve kabuğun üzeri tırtıklıdır. Köpek , tilki , diğer Canidae ince bağırsaklarında bulunur. Paratenik konak olarak fare , rat , insan ve değişik kanatlılarda bulunurlar. L2 paratenik konağın değişik doku ve dokularında bulunur.
( HOCA BİYOLOJİSİNİ SORMAM OKU DEDİ)
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Erişkinler: karın şişkinliği , gelişme bozukluğu , ishal , bazen bağırsaklarda tıkanma , delinme ve ölüm görülebilir. Asıl patojenik etki larva göçü sırasında oluşur. AC’de göç eden larva pnömöniye sebep olur. Ağır enf. Öksürük , taşikardi ,burun akıntısı , yeni doğan yavrularda 2-3 hafta içinde ölüm görülür. Beyne giden larva fökal lezyonlara , epileptik konvulziyonlara yol açar. Parazite karşı gelişen immun yanıt ve vaskulit sonucu gözde anterior üveyit ( göz içi doku iltihabı) gelişebilir.

EPİZOOTİYOLOJİ
Parazitin bulaşmasında üç önemli faktör vardır.
1-      Dişi köpekler: Bulaşmada esas kaynaktır. İnhibe larvalar her gebelik döneminde bir kısmı harekete geçerek intra uterin ve/veya galaktojen yolla yavruları enfekte eder.
2-      Altı aylıktan küçük veya gebe köpekler: dışkı ile çok sayıda ( 200 bin ) yumurta çıkarırlar. Yumurta doğada 2 hafta enfektif olur. Uygun şartlarda 1 yıl canlı kalır.
3-      Paratenik konaklar : Av köpeklerinde önemlidir.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Köpek yavrularında doğumun ilk 2 haftası içinde görülen pnömoni tablosu parazitten şüphe ettirir. Flotasyon ile dışkı muaynesi yapılır. Sağaltım olarak fenbedazole ve mebendazole ivermectin kullanılır.
1-      Çevre hijyeninin düzeltilmesi: Dışkıların günlük uzaklaştırılması
2-      Üç aylığa kadar olan yavruda: İntra uterin bulaşmada doğumdan 3 hafta , Galaktojen bulaşmada 2 haftada dışkı ile yumurta çıkar. Galatojen bulaşma doğumdan sonraki 35.güne kadar sürer. Yavrunun 35. Günde çıkan larvalarıda aldığı var sayılırsa 35+14=49.gün bağırsakta erişkin parazit oluşur. Yeni doğan yavrular 14 gün aralarla doğumdan sonra 2,4,6 ve 8. Haftalarda ilaçlanmalıdır.
3-      3-6 aylık yavruda: Larva 14 günde tracheal göç geçirip bağırsağa gelir , dışkıda yumurtaya 28. Günde rastlanır. 8. Haftadan sonra periyodik ilaçlama yapılmalıdır.
4-      Gebe ve laktasyondaki köpeklerin ilaçlanması:
a)      İntra uterin ve galaktojen enf. Engellemek.
b)      Annenin dışkı ile yumurta çıkarmasını engellemek
-          Larvalar inhibisyondan gebeliğin 42. Gününde çıkar. İlaç larvalar harekete geçmeden önce anneye gebeliğin 40.gününde verilmelidir.
-          Fenbendazole: Dişi köpeğe gebeliğin 40.gününden doğumdan sonra 14.güne kadar ( 50mg/kg) verilebilir.
-          Doramectin: Gebeliğin 40. Gününde 1mg/kg deri altı tek doz.
-          Paratenik konaklarla mücadele
TOXOCARA CATİ
6-10 cm uzunlukta ve krem renginde , yumurta kahverengi , yuvarlak , kalın tırtıklı kabukludur. Kedi ve felidae ailesinde ince bağırsaklara yerleşir.
YAŞAM ÇEMBERİ: Toxocara canis’e benzer , intra uterin bulaşma yoktur. Yumurta ile olan enfeksiyonlarda prepatent süre 8 haftadır.
BULAŞMA: Galaktojen yolla veya paratenik konağın yenmesiyle
-          Ac- tracheal göç yoktur. Lezyonlar sadece bağırsaklarda görülür. Karın şişliği , ishal , epileptik konvulziyon. Galoktejen bulaşma önemli , yeni doğan yavrular annelerinden ayrılır ve suni beslenirler.
 İÇ ORGANLARDA LARVA GÖÇÜ ( VİSCERAL LARVA MİGRANS)
·         Bir nematod larvasının yabancı bir konağın dokularını istila etmesi ve daha fazla gelişme gösterememesi
·         Larvalar konakların bağırsaklarında yumurtayı terk eder ,bağırsak duvarını deler ve v.porta yolu ile karaciğere gider , kan dolaşımı ile iç organlara yayılırlar. Burada inhibe olurlar , bir süre sonra ölürler.
·         Göz ( okuler larva migrans , körlük )
·         Beyin ( serbral larva migrans )
·         Kc’de büyüme , Kanda eozinofili , löykositoz oluşur.
·         Tedavide albendazole kullanılır.
İnsanları iç organ larva göçünden korumada;
·         Köpek ve kedilerde parazit kontrölü yapılmalı
·         Dışkıların ortadan kaldırılmalı
·         Çocukların oynadıkları yerlere köpekler girmemeli
-          İç organ larva göçüne Gnathostoma spinigerum, Capillaria hepatica, Ancylostoma caninum, Angiostrongylus cantonensis, Bunostomum spp, Dirofilaria spp ve anisakid parazitler de yol açar.
TOXOCARA VİTULORUM
Sığır bağırsağındaki en büyük nematod , dişileri 30 cm uzunlukta pembe , kalındırlar.
YAŞAM ÇEMBERİ :  Toxocara canis’e benzer , altı aydan sonra parazite direnç gelişir , larvalar dokulara giderek inhibe olur. Gebeliğin son döneminde bir kısımı intra uterin yolla yavruya geçer , geri kalanı ise sütle 1 ay boyunca atılır. Bu sütü emen bızağıda Larva 3-4 haftada erişkin olur. Erişkinler 38.günden itibaren atılır. 6 aylık buzağıda erişkin parazit kalmaz. Buzağılar yumurta ile de enfekte olabilir.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİ
6 aylığa kadar olan genç hayvanlarda bağırsak delinmesi , tıkanması ve sancı görülür.
** Hayvanların nefesi bütürik asit ( sarımsağa benzer ) kokar. Bu koku ascariosis karekteristik bir belirtisidir. Bu gibi hayvanlarda gelişme bozukları , diyare , malaklarda ise ölümler görülebilir.
EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Enfeksiyon kaynağı inek dokusunda inhibe larvalar enfeksiyonun esas bulaşma yolu ise süttür. Yumurta ile enfeksiyon inhibe larva oluşmasında önemlidir.yumurta dış şartlara oldukça dayanıklıdır. Tanıda dışkıda tipik yumurta görülür. Sağaltım olarak ivermectin ve doramectin kullanılır. Kontrol olarak buzağılar 3-6 haftalık iken ilaçlanır. İnce bağırsaktaki erişkin parazitler ortadan kaldırılır.
TOXOCARA LEONİNA
6-10 cm kadardırlar.
      Özellik                        T. leonina                    T.canis                        T. cati
      Servikal kanat şekli             Mızrak ucu        Mızrak ucu                    Ok ucu
      Erkekde arkauçta çıkıntı    Yok                        Var                                  Var
      Yumurta kabuğunun dışı    Düz                   Tırtıklı                               Tırtıklı

·         Karnivor incebağırsaklarına yerleşir.
·         Enfeksiyon enfekte yumurta veya arakonağın yenilmesi ile oluşur. Son konaktaki gelişme incebağırsak duvarında ve lümeninde şekillenir. Larvalar iç organlarda göç yapmaz . Prepratent süre 11 haftadır. Konağın sağaltımı gereklidir. Dışkı ortamdan kaldırılmalıdır.

ASCARİDİA CİNSİ
      Ascaridia galli Evcil ve yabani kanatlılar
      A.dissimilis Hindi
      A.columbae Güvercin
-          Kanatlıların en büyük nematodudur. Yumurta dışkı ile atılır. 3 haftada enfektif olur. İçinde L2 bulunur. Enfeksiyon yumurta ve yer solucanının yenmesi ile olur. Prepatent süre gençlerde 5-6 erişkinlerde 8 haftadır. Parazit konakta 1 yıl yaşar.
EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
-          Rezervuarlar erişkin kanatlılar , topraktaki yumurtalar ve yer solucanlarıdır. Gençlerde problem bağırsak mukozasında kanama ve kataral enteritisdir. Hafif enfeksiyonlarda belirti yok parazit fazla olursa bağırsakta tıkanma ve ölüm oluşur.
-          Nekropside parazit aranır. Yumurta hetaraksis yumurtasına benzer.
-          Piperazine tuzları ve levamisole içme sularına katılarak verilir.
-          Genç erişkinler ayrı yetiştirilir. Dışkının su veya yiyeceklere karışması engellenir.
HETARAKİS CİNSİ
Heterakis gallinarum Evcil ve yabani kanatlılar
H.dispar Kaz ve ördek
H.isolonche Sülün ve bazı av kuşları
- Sekuma yerleşirler. Beyaz renkli 1,5cm kadar. Erkekte kloakanın önünde bir çekmen ve önde kuyruk kanatları vardır.
- Erkekte kloakanın önünde bir çekmen ve önde kuyruk kanatları vardır.


- Yaşam çemberi : Yumurta dışkı ile atılır ve 2 haftada enfektif hale gelir. Konak dışındaki gelişme Ascaridia galli’deki gibidir. Konaktaki gelişme Hetarakis gallinorum ve H.dispar’da sekum lümeninde , H.isolonche’de ise sekum mukozasında olur. Erişkin parazit sekum mukozası içindeki nodüllerde bulunur. Ve bu nodüllerin ortası deliktir. Bu delik aracılığı ile parazit yumurtaları bağırsak lumenine çıkar. Prepatent süre 1 aydır.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Patojenitesi az. Histomonas meleagridis’in  arakonağı ,Sekumda yaşayan Heterakis gallinarum Histomonas meleagridis'i ağız yoluyla alır. Bu protozoon Heterakis gallinarum yumurtalarına geçer. Yumurta konak dışında enfektif olduğunda protozoonlar da L2'ler içinde bulunur. Yumurtanın kanatlı tarafından alınmasıyla protozoon da kanatlıya bulaşmış olur. Protozon yersolucanında bulunan L2'ler içinde bulunur. Dolayısıyla yersolucanının yenmesiyle de bu protozoon bulaşabilir.
·         Heterakis dispar patojen değil, H.isolonche sekumda yangıya neden olur. Mukozadaki nodüller ishal, zayıflama ve ölüme neden olur.
·         H.isolonche'de sekum mukozasında nodüller görülür. Bunların içinde erişkin parazitler bulunur.
OXYUROİDEA ÜSTAİLESİ
Kalın bağırsaklarda yaşar. Dişilerinin arka kısımı sivri , çift bulbuslu bir özofagus var , monoksen gelişirler.
Oxyuris equi: Dişileri 10 cm , erkekler 1 cm’den kısa , kuyrukları sivri , renkleri beyaz. Erkekte kuyruk kanadı var , spikulum tek , dişilerde vulva ön tarafta , yumurta oval ve sarı renkli , kabuğun bir tarafı bir tarafı düz diğer tarafı tümsek , yumurta bir kutubunda kapak var. Tektırnaklılar da sekum kolon ve rektuma yerleşir. Erişkinler kolon lümenindedir. Çiftleştikten sonra gebe dişi anüse göç eder. Ön kısımı anüsten dışarı çıkarır ve anüs çevresinde yumurtalarını bırakır. Bir haftada yumurta içinde enfektif L3 oluşur.  L3 incebağırsağın yumurtayı terk eder ve kalın bağırsağa göç eder. Burada mukoza kriptlerine girer , L4 oluşur. L4 kriptleri terk eder ve mukoza yüzeyine çıkar. Bunlar mukoza ile beslenir. L5 oluşur. Patojen etkiyi L4 yapar. Bunlar mukoza ile beslenir , mukozada erezyonlar meydana gelir. Erişkinler patojen değil. Dişiler anüste kaşıntıya neden olurlar.
KLİNİK BELİRTİLER-EPİZOOTİYOLOJİ-TANI-SAĞALTIM VE KONTROL
Anüste kaşıntı , anüs çevresinde kıllar dökülür ve yangısel reaksiyonlar oluşur. Enfektif yumurtalar anüs çevresinde bulunur. Yumurtalar çevreye yayılır. Klinik belirtiler parazitten şüphe ettirir. Anüs çevresinde ve dışkıda yumurta görülür. Tertırnaklıların ascaridios ve strongylidios’unda kullanılan ilaçlar verilir. Kontrolde ahır hijyeni , anüs çevresi ve derisi temiz tutulmalıdır.
ENTEROBİUS VERMİCULARİS
Krem renkli , 2-13mm uzunluğundaki dişilerin kuyruğu uzun ve sivri , insan , maymun , şempanze sekum yerleşir. Erişkin dişi parazitler sekumdan arkaya doğru göç ederler. Yumurtalarını anüs çevresine bırakırlar. Bu yumurtalar birkaç günde enfektif hale gelir. Konak enfektif larva taşıyan yumurtaları ağız yoluyla alarak enfekte olur. Erişkinlerin yaşam süresi 1-2 aydır. Prepatent süre 2 aydır.

 YAŞAM ÇEMBERİ
Erişkin dişi parazitler sekumdan arkaya doğru göç ederler. Yumurtalarını anüs çevresine bırakırlar. Bu yumurtalar birkaç günde enfektif hale gelir. Konak enfektif larva taşıyan yumurtaları ağız yoluyla alarak enfekte  olur. Erişkinlerin yaşam süresi 1-2 aydır. Prepatent süre 2 aydır.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Anüs çevresindeki dişiler şiddetli bir irritasyon ve kaşıntı yapar. Bu parazit insanlarda bazen vulva , vajina , uterus , yumurta kanalında görülebilir. Apandisit yapabilir.
EPİZOOTİYOLOJİ-BULAŞMA
Çocuklarda görülür. Bulaşma 3 şekilde oluşur ;
1-      Dışarı atılan yumurtaların başka bir konak tarafından alınması ( sebze , su veya elle )
2-      Anüs civarına yapışan yumurtalarının elle direkt anüsten ağza bulaşması ( Otoenfeksiyon )
3-      Anüs civarında enfektif hale gelen yumurtaların perianal bölgede açılması ve çıkan larvaların bağırsağa doğru geri göç etmeleri ( Retroenfeksiyon )
TANI-SAĞALTIM VE KONTROL
Yumurtaya dışkıda rastlanmaz . selofanband yöntemi ile tanı yapılır. Sabah dışkı yapılmadan ve anüs civarı yıkanmadan önce selofanband bu bölgeye yapıştırılır. Daha sonra buradan alınan selofanband bir lam üzerine yapıştırılır ve mikroskopta tipik yumurtaları aranır. Hayvanlarda piperazine ve thiabendazole kullanır.
SPİRUROİDEA ÜSTAİLESİ
Erkeklerinin arka kısmı spiral bir biçimde kıvrık. Heteroksen gelişirler. Arakonakları bir artropoddur.
SPİROCERCA LUPİ
Erişkinler 8cm , pembe renklidirler. Yumurtaları elips , kalın kabuklu , içinde larva var. Köpek ,kedide özofagus ve midede granülomlar içinde bulunurlar. Larvalar aorta duvarı içinde bulunur. Arakonakları Coleoptera takımından kaprofaj böcekler. Paratenik konak ise kanatlı , kemirici , kertenkeledir.
YAŞAM ÇEMBERİ
Dışkıyla atılan yumurtalar arakonak tarafından alınır. Yumurta ara konakta açılır ve L1’ler enfektif formuna kadar gelişir yani L3 olurlar. Bazen bu arakonaklar Paratenik konaklar tarafından yenilir. Bu durumda L3’ler paratenik konaklarda kistlenir. Son konak ya arakonağı yiyerek yada paratenik konağı yiyerek enfekte olurlar. L3’ler son konağın sindirim sisteminde serbest kalırlar mide duvarını delerek arterlerin adventisya katmanından göç ederek aorta thoracica’ya gelir. Bu arterin duvarının yanındaki özofagusa ve mide duvarına gelirler burada granülomlar oluştururlar. Parazitler granülomlarda 3 ay içinde olgunlaşır. Prepatent süre 5-6 aydır. Granülomların içi ile özefagus veya mide lümenini birbirine bağlayan bir delik bulunur. Paratiler bu delikten yumurtalarını atarlar. Oradanda dışkıyla dışarı çıkarlar. Bazen bu delik yoktur son konağın dışkısında yumurta görünmeyebilir.

 PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
-          Aortanın iç duvarında göç eden larvalar irritasyona damarlarda daralmaya , yırtılmaya , ani ölüme sebep olabilir. Özefagustaki granülom’un çapı 4cm olabilir ve buda yutma güçlüğüne , kusmaya , özefagusta yırtılma ve kanamaya sebep olur. Uzun kemiklerde kalınlaşmaya sebep olurlar.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Dışkıda yumurta görmek ile tanı konulabilir. Endoskopi ve radyografide gözükürler. Erişkinlere karşı disophenol kullanılır. Granülomlar operasyonla uzaklaştırılır. Doramectin kullanırsın. Arakonak spektrumunun geniş olması kontrolü güçleştirir.
HİPERTROFİK PULMONER OSTEOARTHROPATİA
-          Uzun kemiklerde periosttan köken alan yeni kemik üremeleri vardır. Kemiklerde enlemesine kalınlaşma. Kemiklerde lokal kan akımındaki artış ile ilgilidir. Bazı sistemik hastalıklar sonucu ortaya çıkar. Nöyrö-vaskğler refleks sonucu periostta kan akımı hızlanır. Hastalıklar şunlardur.
-          Gögüs boşluğunda görülen hastalıklar: Primer ve sekunder pulmoner neoplazi ve tüberküloz , granülomlar , yabancı cisimler , özefagus granulom ve sarkomları , valvüler endokardite yol açan dirofilaria immitis enfesiyonuna.
-          Karın boşluğunda görülen hastalıklar : karaciğer ve sidik kesesi tümörleri , piyometra.
HABRONEMA DRASCHİA CİNSLERİ
-          Habronema Muscae , Draschia megastoma türleri vardır. Habronema cinsindekilerin erişkinleri 125-25mm uzunluktadır. Ağız kapsülü silindir biçimdedir. Erkeklerin arka kısımı spiral şekilde kıvrılmıştır. Draschia cisinde erişkinlerin uzunlukları 13mm kadardır. Ağız kapsülü huni şeklindedir. Yumurta her ikisindede çok ince kabukludur ve içerisinde L1 vardır. Konakları tek tırnaklılardır. Hapronema erişkinleri mide mukozasında , draschia meagstoma erişkileri ise mide mukozasında granüller içinde bulunur. Arakonakları sineklerdir.
YAŞAM ÇEMBERİ
Dışkı ile ya L1’li yumurtalar yada L1’ler direkt dışarı atılır. Bunlar ara konak sinek larvaları tarafından alınır. Larvalar sinek larvalarında gelişir ve sinek gelişirken oda L3 formuna gelir. Sinekler son konağın ağzına doğru konduğunda arakonak ağzından salya ile konak derisi üzerine bırakılırlar. Bu larvalar ya konağın yalaması sonucu alınır yada direkt ara konak yutulur. Larvalar konağın midesinin fundus kısımında 2 ayda gelişimini tamamlar. Draschia’lar ise erişkinleri midede granülomlar içerisinde bulunur. Bu granülomlar birkaç delik ile mide boşluğuna açılır. Parazitlerin yumurtaları bu delikten mideye düşer. Eğer sinekler L3’leri hayvanın açık yarasına bırakırsa larva burada gelişemez.
PATOGENEZ
1-      Mide habronemosis’i ve Draschiosis’i : Habronemada hafif gastritis , midede mukus artar. Draschia’da ise midede kazeöz bir kitle ve parazit olan fibröz bir nodül oluşturur. Bu nodül ya çıkıntı ile mide fonksiyonlarını bozar yada delinir ve peritonitis gelişir.
2-      Deri habronemosis’i ve Draschiosis’i : Deride lezyonlar bırakılan larvalar irritasyon sonucu granülom şekillenir. ( yaz yarası )
3-      Akciğer habronemeosis’i : larvalar ac’de apse yapar.
KLİNİK BELİRTİLER
ž  Mide habronemosis'inde klinik belirti yok. Mide draschiosis'inde nodül plöyris bölgesinde olursa sfinkter kapanmaz, sindirim bozulur.
ž  Deri lezyonları yara olan yerdedir. kaşıntı var, kaşıntı yaranın genişliğini ve derinliğini artırır, yarada granülom şekillenir ve çapı 8 cm'ye çıkar. Bu granülomlara yazın rastlanır, havalar soğuyuncaya kadar iyileşmez. Larvalar gözde konjoktivitis, Konjoktivada ülser ve nodül yapar
TANI
ž  Deride iyileşmeyen granülom görülmesi tanıda yardımcı. Yaradan alınan kazıntıda larva aranır. Larvaların kuyruğunda dikenli bir çıkıntı var
ž  Mide habronemosis'inde tanı zor, dışkıda yumurta ve larva görülmeyebilir.
SAĞALTIM
İvermectin , Moxidectin kullanılır , vektör sineklerle mücadele ederek kontrol sağlanır.
FILARIOIDEA ÜSTAİLESİ
PARAFİLARİA CİNSİ
Parafilaria bovicola Sığır, manda ,P.multipapillosa At. Deri altı bağ dokusu ve intramuskuler bağ dokuda yaşarlar. Ön taraflarında çok sayıda papil ve yuvarlak çizgiler var. P.bovicola arakonağı muscidaedir , P.multipapillosa’nın arakonağı ise haematobia cinsleridir.
YAŞAM ÇEMBERİ
Subkutan veya intramuskuler bağ dokuda yaşayan dişiler buradan dermis ve epidermise göç ederler. Bu sırada buralara ödemli ve hemorajik nodüller meydana getirirler. Daha sonra parazit nodülün üst kısımını deriye doğru deler ve buraya yumurtalarını bırakır. Bu sırada  nodül içindeki kan ile yumurtalar deriden dışarı akıtılır. Kan deride kurur ve kanda bulunan yumurtalardan mikrofilerlerçıkar bu arada  kanın kokusu vektör sinekleri çeker. Deri yüzeyinde bulunan mikrofilerler arakonaklara girer ve bunların vucudunda L3 halini alır. Vektörler beslenmek için deride ki yaralara veya göze bu L3’leri bırakırlar. Bunlar daha sonra deri altına göç ederek orada 6 ayda erişkin hale gelirler. Kanama odakları ise yaklaşık 8.aydan sonra çıkar.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
Dişiler deride göç ederken ödemli ve hemorajik nodül yapar. Nodül birkaç saat içinde kanamaya başlar. Kanama durunca başka nodül şekillenir. ( yaz kanaması ) Lezyon soğuk havada kaybolur. Hastalık bu şekilde 4 yıl kadar devam edebilir. Sekunder bakteriler deri altı apselerine ve derine nekroz yapabilirler.
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Klinik belirtiler tanıda şüphe ettirir. Kanda yumurta , mikrofiler aranır. Ivermectin ve doramectin ilaç olarak kullanılır. Vektör sinek mücadelesi kontrolde önemlidir.

 DİROFİLARİA İMMİTİS
Erişkinleri 12-30 cm kadardır. Erkeklerin kuyruğu spiral olarak kıvrımlıdır. Konakları köpek ara sıra kedi seyrek olarak insan, at , ve deniz aslanıdır. Kalbin sağ ventrikülü arteria pulmonalis , vena cava caudalis ve vena hepatica , seyrek olarak da gözde ,bronşiyollerde , interdigital kist ve apselerde , beyin arterlerinde ve spinal kanalda bulunur. Arakonak olarak Culex , Aedes , ve Anopheles cinslerine bağlı sivri sineklerli kullanır.
YAŞAM ÇEMBERİ
Mikrofilerler kan dolaşımında bulunur ve kan emmek üzere gelen sivri sinekler bu mikrofilerleri alır ara konakta malpiki kanallarında gelişimine devam eder ve L3 dönemine ulaşır. Daha sonra vektörün tükrük bezlerine girerler. Sivrisinekteki gelişme yaklaşık 2 hafta kadar sürer. Sivri sinek kan emmek üzere konağa geldiğinde bu parazitleri tekrar konağa bırakır. Enfekte bir sinek yaklaşık konağa 10-12 arası L3 enfekte eder. L3’ler deri altı ve seroza altı bağ dokusuna gelirler. Burada 4 ayda 2 gömlek değiştirir ve L5 olurlar. L5’ler buradan venalar aracılığı ile kalbin sağına gelirler. Burada erişkin olurlar ve 6-7 ay sonra mikrofilerler çıkarmaya başlarlar. Mikrofilerlerin intrauterin geçiside söz konusudur buda yani yeni doğan yavrulara gecebileceklerini ifade eder.
PATOGENEZ
Son konakta patojen etkiyi L5 , erişkin ve mikrofilerler meydana getirir. Patojenite parazitin türüne , yerleşim yerine , sayısına ve konağa bağlı olarak değişir. Damarlarda kalınlaşma , fibrozis ve trombüs , emboli , daralma , daralma sonucu pulmoner hipertansyiyon, böbreklerde glomerulonefritis. Küçük dolaşımda durgunluk: akciğer ödemi. Büyük dolaşımda durgunluk: asites. Mikrofiler yoğunluğu fazla olduğunda vucutta antijen-antikor kompleksleri meydana gelir , değişik dermatitits tabloları şekillenir.
Caval Sendrom
-En ağır form ve genellikle köpeklerin ölümü ile sonuçlanır.
-Erişkin sayısı 100’ü geçerse sağ atrium,ventrikülüs, V. cava caudalis, V. hepatica parazitle dolar ve kalpten pompalanan kan miktarı azalır.
-Erişkinler posterior vena cavaya geçerek karaciğerdeki venöz kan basıncını artırır, parankim dokuda hasar, karaciğer yetmezliği oluşur, alyuvarda kolesterol miktarı artar ve bu hücrelerin yapısı bozulur.
- Sonuçta hemoliz, anemi, hemoglobinuri ve bilirubinemi.
KLİNİK BELİRTİLER
Köpeklerde daha çok görülür. Bazı köpekler Dirofilaria immitis ile enfekte oldukları halde herhangi bir klinik belirti yok. Klinik belirtiler şunlara gore değişir ;
1-      Parazit sayısı
2-      Köpeğin büyüklüğü
3-      Hastalığın hayvanda bulunuş süresi
4-      Parazitin hayvanda yerleşim yeri
5-      Köpeğin yaşına
-          Solunum güçlüğü , kuru ve kısık öksürük ,kısa mesafeli koşulardan sonra bile yorulma, hareket güçlüğü , proteinüri ,hematüri ,hipoalbüminemi,bronchopneumoni,asites,burun kanaması.
EPİZOOTİYOLOJİ
1-      Sıcaklık ve rutubet: Bu faktörler vektörün ve vektördeki parazitin gelişmesini etkiler.
2-      Konak popülasyonu: Çok sayıda olduklarında  arakonak enfeksiyonu için kaynak oluşturur.
3-      Vektör arakonak popülasyonu: Enfeksiyonun yayılmasını etkiler.
4-      Parazitin konaktaki yaşam süresi: Erişkin parazitler 3-5 yıl canlı kalması önemli bir faktördür.
5-      Konak bağışıklılığı: Bu parazite karşı konakta önemli bir bağışıklık oluşmaz. Ancak ara sıra immun yanıt nedeniyle mikrofilerler ortadan kaldırabilir. Ve dişi parazitler kısır hale gelebilirler.
TANI
Tanıda klinik belirtiler önemli olup kanda mikrofilerler aranmalıdır. Önemli bir bilgi ise mikrofilerler akşam saatlerine göre normal dolaşıma katılırlar günün erken saatlerinde küçük kan dolaşımında gizlenirler. Daha sonra büyük dolaşıma çıkarlar o saatlerde alınacak bir kan tanıda işimizi görebilir. Tanı yapılırken natif kan muaynesinden , Membran Filtrasyon Testi , ELISA testi , PCR testi kullanılır.

SAĞALTIM
Sağaltımda önceliğimiz önce erişkinleri ortadan kaldırmak sonra mikrofilerleri yok etmektir. Erişkinlere karşı ; Levamisole günlük 2.5mg/kg dozda 14 gün süre ile verilir. Mikrofilerler için ; ivermectin 0.2mg/kg dozda verilir.
KORUMA
*L3 ve L4’lere karşı etkin bir antihelmentik kullanılmalı. İlaç kullanımına sivrisineklerin görülmeye başlandığı dönemden bir ay önce başlanmalı ve sivrisineklerin ortadan kaybolduğu dönemin bir ay sonrasına kadar devam edilmeli.
ONCHOCERCA CİNSİ
Onchocerca reticulata:  Tektırnaklı fleksör tendo bağ dokuda ,O.armillata:  Ruminantlarda aortada, bazen tektırnaklı  , O. reticulata'nın vektörü Culicoides , O.armillata'nın vektörü bilinmiyor. Dokularda nodüller içinde kıvrılırlar.

YAŞAM ÇEMBERİ
 O.reticulata'nın mikrofileri derialtı bağdoku ve lenf damarlarında. Vektör beslenirken mikrofilerleri alır. Mikrofiler vektörde L3 olur. Vektör beslenirken L3’ü deriden içeri bırakır. L3 yerleşim yerine göç ederek erişkin hale gelir.
PATOGENEZ
1-      O.armillata erişkinleri: Aorta duvarında nodül ve aneurismalara yol açar. Klinik belirti yoktur. Mikrofiler gözde körlüğe neden olabilir.
2-      O.reticulata erişkinleri : 3-4 hafta ağrısız yaygın sıcak ödemli şişkinlikler yapar. Bu sürenin sonunda şişlikler iner ve kaybolur , ligamentler kalınlaşır. Küçük içi kazeyifiye veya kaslifiye nodüller kalır. Şişlikler sinirlere basınç yapar ve topaklık görülür.
TANI
Deri biyopsisinde ( linea alba ) mikrofiler aranır. Deri sıcak serum fizyolojiğe konur , 6 saat beklenir. Mikrofiler sıvıya geçer , serum fizyolojik santrifüj edilir , mikrofiler dipteki tortuda bulunur.
TRICHURIS CINSI
Trichuris vulpis Köpek ,T.serrata Kedi, T.campanula Kedi, T.globulosa Sığır ,T.discolor Sığır, T.ovis Koyun, keçi ,T.skrjabini Koyun, keçi ,T.suis Domuz sekumda ve colonda bunurlar. Erişkinlerinde ön kısım ince arka kısım kalın şekildedir. Yumurtaları limona benzer her iki kutubunda tıkaç bulunur.
YAŞAM ÇEMBERİ
Yumurta dışkıyla atılır. Dış ortamda 1-2 ay da yumurtada L1 gelişir. İçinde L1 olan  yumurta enfektif. yumurta oral yolla alınınca her iki kutbundaki kapak erir ve L1 yumurtayı terkeder. L1 sekum mukozası bezlerine girer, gömlek değiştirip erişkin olur. Erişkinler bezleri terkeder. Başları mukozaya sokulu olarak bağırsak lümeninde bulunurlar. 
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER
T.vulpis erişkin dönemde mukoza hücreleri ve kanla beslenir. Başını bağırsak mukozasına gömer. Ağır enf.da kanlı ishal, anemi, düvelerde ölüm görülür.Trichuris vulpis köpeklerde hiponatremi (azotun düşmesi) ve hiperkalemi’ye (potasyumun artması) yol açar. Yalancı Addison
TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Dışkıda tipik yumurta görerek tanımızı yapabiliriz. Sağaltımda ivermectin kullanılır , köpeklerde mebendazole domuzlarda fenbendazole , sığırlarda ise doramectin kullanabiliriz. Köpek ve domuz barınaklarını temizleyerek kontröl sağlanabilir.


CAPİLLARİA CİNSİ
Küçük ve ince parazitlerdir. Çıplak gözle görülmeleri zordur. Uzunlukları 1,5cm kadardır. Yumurtası trichuris’a benzer yanlardan basıktır.


Tür
Konak                        
Yerleştiği yer
Arakonak
C.obsignata
Tavuk, hindi, güvercin
İncebağırsak
yok
C.caudinflata
Evcil kanatlı, güvercin
İncebağırsak
Yersolucanı
C.anatis
Evcil ve yabani kanatlı
Sekum
Yok
C.contorta
C.annulata
Evcil ve yabani kanatlı
Kursak-özofagus
yok

Kanatlılarda görülen türler ;




 









YAŞAM ÇEMBERİ
Direkt bulaşanlarda yumurtada sıcak havada 9-14 günde enfektif larva (L1) gelişir. Konak yumurta ile enfekte olur. Bağırsaklara gelen yumurtadan larva çıkar. Larva yerleştiği kısma giderek erişkin olur. İndirekt bulaşanlarda L1 yumurtada gelişir. Yumurtayı arakonak alır, larva serbest kalır, arakonakta enfektif olur. Sonkonak enfekte arakonağı yiyerek paraziti alır. Larva sonkonakta yerleştiği yere göç eder ve erişkin hale gelir. Prepatent süre 3-4 hafta kadardır.
PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Parazit ön kısımını mukozaya gömer. Ağır enfeksiyonlarda difterik yangı , iştahsızlık, zayıflama ve ölüm gözlemlenir. C. Anatis’te hemorajik enterit , dizanteri , yemden yararlanamama, gençler duyarlıdır ve erişkinler rezervuardur. Tanıda dışkıda yumurta aranır. Nekropside parazitleri çıplak gözle görmek zordur organ ve mukozasından alınan kazıntı iki lam arasına alınır ve incelenerek tanı konulur. Sağaltımda levamisole kullanılır. Kontrol olarak ise kanatlıların temiz kümeslerde bulunlamarı ve periyodik olarak ilaçlama yapmak gerekir.
TRICHİNELLA SPİRALİS
Erişkinler 1,4-1,6mm arasındadır. Spikulumları yoktur. Kloaka üzerinde çiftleşmede yardımcı iki çıkıntı bulundururlar. Anüs arka uçtadır. Bu parazitler vivipardır. Larvaları çizgili kaslarda kist veya kapsül içinde bulunur. Erişkinleri incebağırsak mukozasında gömülüdür. Konakları insan domuz rat fare ayı at memeli ve kanatlılardır.


YAŞAM ÇEMBERİ
Enfektif L1 konağın kaslarında. başka bir konak aldığında L1 midede serbest kalır, incebağırsağa geçer. 4 gömlek değiştirir,  2-4 günde erişkin olur. konakta parazite karşı aşırı bir duyarlılık şekillenmişse veya konak ishalli ise incebağırsaktaki L1 veya erişkinler dışkı ile dışarı atılır. Eğer bu gibi dışkılar veya bu gibi dışkılarla bulaşık gıdalar diğer bir hayvan tarafından yenilirse gene enfeksiyon gerçekleşir. Çiftleşme sonrası erkekler ölür. Dişiler Lieberkuhn bezleri ve Payer plaklarına girer. 3 gün sonra dişiler L1 çıkarır. Dişinin yaşam süresi 1-4 ay. Larvalar lenf yoluyla dolaşıma girer, tüm organ ve dokulara yayılır. Sadece çizgili kaslara gidenler canlı kalır. Çizgili kaslara gelen L1'ler kas hücrelerini deler ve burada konak rxnu sonucu etrafları kapsülle çevrilir. Bunlar kapsül içinde büyür.konağın immun yanıtından korunarak çizgili kaslarda yıllarca canlı kalabilir. Hatta konak öldükten sonra dahi larvalar canlılıklarını 2-3 ay kadar sürdürebilir. *Enfekte konaklarda reenfeksiyonlara karşı kuvvetli bir immun yanıt şekillenir.

PATOGENEZ VE KLİNİK BELİRTİLER-TANI-SAĞALTIM-KONTROL
Evcil hayvanda hafif seyirli, klinik belirti yok. Ağır enf. enteritis .Kaslara giden larva akut myozitis, ateş, eozinofili yapar.İnsanlarda göz çevresinde ödem ve asites Ağır enf. solunum kaslarının felci sonucu ölüm.Canlı hayvanda tanı mümkün değil.Mezbahada et kontrolünde görülebilir (trişineskopi).cambendazole,mebendazole,thiabendazole,flubendazole ivermectin deneysel olarak etkili Larvalara febantel 20 mg/kg, albendazole 10mg/kg .Domuzlarda aşı var. 
1-Mezbahada domuz karkasları çok iyi muayene edilmeli.
2-Domuz ahırlarında fare mücadelesi yapılmalı.
3-Domuz etleri ve ürünleri iyi pişirildikten sonra yenmeli.
4-Tüketici bilinçlendirilmeli.
Veteriner Hekim
Harun Kaya


Yorumlar

Popüler Yayınlar